Dünyanın en önemli eserlerine ev sahipliği yapan ‘Sidon Kral Nekropolü’ ile ‘Antik Çağ Heykeltıraşlığı’ salonları misafirlerini ağırlamaya başladı.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın açılışını yaptığı tarihi yapılar ilk iki günde yoğun ziyaretçi akınına uğradı.
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin ilk müzesi olan İstanbul Arkeoloji Müzelerinde tarihin kapıları yeniden ziyaretçilere açıldı.
Arkeolojide dünyanın en önemlilerinden biri olan müzenin ana yapısı Neo-Klasik binadaki ‘Sidon Kral Nekropolü’ ile ‘Antik Çağ Heykeltıraşlığı’ salonları yenilendi ve ziyaretçileriyle buluşmaya başladı.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın 27 Eylül’de açılışını yaptığı tarihi yapılarda, ilk iki günde, yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşandı.
‘İskender Lahdi’ ve ‘Ağlayan Kadınlar Lahdi’ gibi çok önemli eserlere ev sahipliği yapan müzedeki yenilenen bölümler yaklaşık 8 yıllık kapsamlı bir güçlendirme, restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmasının ardından ziyaretçilerle buluştu. Müzedeki diğer yapıların ise 2020 yılında açılması öngörülüyor.
Eşsiz Sanat Eserleri ile Unutulmaz Bir Müze Deneyimi
Sultan II. Abdülhamit döneminde Osman Hamdi Bey’in Fransız mimar Aleksandre Vallaury’e yaptırdığı Neo-Klasik binada teşhir çalışmaları tamamlanan Salon 8 ile Salon 15 arasındaki bölümde yedi sergi salonu ve müze mağazası bulunuyor.
Binanın ana girişi olan ve aynı zamanda kolosal ‘Tanrı Bes’ heykelinin ziyaretçileri karşıladığı Salon 12’nin sağ tarafındaki bölümde, ‘Antik Çağ Heykeltıraşlığı’ teşhirinde; Arkaik Dönem, Anadolu-Pers Dönemi ve Klasik Döneme ait heykeltıraşlık eserleri sergileniyor.
Ziyaretçiler salonlarda didaktik bir anlayışla sergilenen eserlerle birlikte, aynı zamanda dönemin sosyal, siyasal, kültürel ve heykeltıraşlık gelişimi ile ilgili kısa bilgilere ve görsellere de ulaşabiliyor.
Ayrıca, her sergi salonunda belirlenmiş temalara uygun olarak bilimsel arkeolojik verilerle hazırlanan grafik tasarımlar da ziyaretçilerin arkeoloji ve müze deneyimini artırıyor.
Giriş salonunun solunda danışma birimi ve müze mağazası yer alan yapının bu bölümün devamındaki Salon 9 ve Salon 8’de dünyanın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olan Sidon Kral Nekropolü kazılarında ortaya çıkarılan ve aralarında İskender, Ağlayan Kadınlar, Tabnit, Satrap ve Likya Lahdleri gibi eşsiz sanat eserleri ile ziyaretçiler unutulmaz bir müze deneyimi yaşıyor.
Salon 9’da yer alan ve Sayda (Sidon) Kralı Tabnit’e ait olan mumya da, 1887 yılında keşfedildiği günden bu güne ilk kez ait olduğu lahdinin içine tekrar konularak sergilenmeye başlandı.
Bu iki salon arasında ise İstanbul Arkeoloji Müzelerinin kurucusu Osman Hamdi Bey’in yaşamı, müzeciliği, ressamlığı ve arkeolojik kazıları ile ilgili özel eşya, belge, büst, arkeolojik eserler ve kitapların sergilendiği ‘Osman Hamdi Bey Salonu’ bulunuyor.
(29.09.2019)