Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 53. Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı kapsamında gazeteciler ile bir araya geldi.
Bakan Ersoy, basın mensuplarının sorularını yanıtlamadan önce yaptığı konuşmada, Türkiye’nin uluslararası tanıtım stratejisinde bir dünya markası olma iddiasını sürdürdüğünü belirterek, “Dünya Turizm Örgütü verilerine göre ülkemiz dünya turizm pazarında sekizinci sırada yer alıyor. Bu listede ilk 6’ya girmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, dünyanın en prestijli fuarları arasında gösterilen 53. Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı’nda, ''Türk Turizminin Değerlendirilmesi ve Beklentileri" konulu basın toplantısında gazeteciler ile buluştu. Bakan Ersoy, Alman ziyaretçilerin Türk turizmindeki önemini vurgulayarak başladığı konuşmasında, “Alman misafirlerimizin sayılarında geçtiğimiz yılın ilk 11 ayında %25 gibi yüksek bir artış sağladık. Aldığımız geri dönüşler, Alman ziyaretçilerin bu yıl da artan oranlarda ülkemizi tercih edeceğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin deniz, güneş, kum turistik ürününün yanı sıra özellikle inanç turizmi, kültür, doğa, şehir ve macera turizmi, eşsiz gastronomisi ve eğlence dünyası ile öne çıktığını belirten Bakan Ersoy, genel seyahat trendlerindeki değişimin de yakından takip edildiğini belirtti.
Bakan Ersoy, dünyadaki gelişmelere paralel olarak, çevreyle uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir politikaların artırılarak uygulandığı dile getirdi.
Türkiye uluslararası tanıtım stratejisinde bir “dünya turizm markası” olma iddiasını sürdürdüğünün altını çizen Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
“Bakanlık olarak öncelikli amacımız, ülkemizi hedeflediğimiz tüketicilerin hafıza ve kalplerinde dünyanın en önemli, çeşitli ve eşsiz turizm destinasyonlarından biri olarak var edebilmek. Bu nedenle, geleneksel medya ve pazar bölümlemeleri haricinde niş pazar ve destinasyon odaklı çalışmalarımızı geliştirmeye gayret ediyoruz. Turizmde geleceği belirleyecek üç önemli unsurun var olduğunun bilincindeyiz: teknoloji, kalite ve sürdürülebilirlik. Bu çerçevede, çevreyi, yeşili, kültür varlıklarını ve dünya mirasını koruyarak ve ekolojik dengeyi her zaman göz önünde bulundurarak turizm atılımlarımızı planlamaya devam edeceğiz.”
Türkiye’nin Dünya Turizm Örgütü verilerine göre dünya turizm pazarında sekizinci sırada yer aldığını söyleyen Bakan Ersoy, hedeflerinin bu listede ilk 6’ya girmek olduğunu açıkladı.
“Anadolu coğrafyası bir açık hava müzesi konumundadır”
2019’un “Göbeklitepe Yılı” ilan edildiğini anımsatan Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anadolu coğrafyası adeta dünya tarihinin yaşayan tanığı durumunda, bir açık hava müzesi konumundadır. Bildiğiniz üzere bu açık hava müzesinin en önemli eserlerinden biri, dünya medeniyet tarihinin en eski tapınağı olarak bilinen Şanlıurfa'daki Göbeklitepe, 2018’de UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne alındı. Böylece Türkiye'den UNESCO listesine on sekizinci eserimiz girmiş oldu. Göbeklitepe, tanıtım planlama faaliyetimizde ön planda olacak. ITB ülke standımızda Göbeklitepe’nin bir replikası yer alıyor. Sizler aracılığıyla buradan tüm Alman dostlarımızı da Göbeklitepe’yi yerinde deneyimlemeye davet ediyorum.”
“Türkiye’de turizmin başlamasında Almanların çok önemli bir yeri var”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun terörle mücadele konusunda yaptığı açıklamanın Alman basınında yansıtılma şekline yönelik Alman basın mensubundan gelen soru üzerine Bakan Ersoy, Türk ve Alman halkları arasındaki dostluğun köklü geçmişine vurgu yaptı. Bakan Ersoy, “Biz, Türk halkı olarak Almanları çok seviyoruz. Biliyoruz ki, Almanlar da Türkleri çok seviyor, Türkiye’ye gelmek istiyor ve geliyorlar. 2017’de 3.5 milyondan fazla Alman Türkiye’yi ziyaret etti. 2018’de bu rakam 4.5 milyonu geçti. Bu sene de inşallah 5.5 milyonun üzerinde Alman, ülkemizi ziyaret edecek. Biz Türkiye olarak her daim Almanları ülkemizde görmek istiyoruz, onları ağırlamak istiyoruz. Türkiye’de turizmin başlamasında, gelişmesinde Almanların çok önemli bir yeri var. Biz turizme Almanlarla başladık, Alman turistlerin yönlendirmesiyle Türkiye turizmini geliştirdik. Bunu unutacak değiliz. Almanların her zaman Türklerin kalbinde çok geniş bir yeri var.” dedi.
Bir başka Alman gazetecinin Türkiye’de görev yapan Alman muhabirin akreditasyonuna ilişkin sorusuna ise Bakan Ersoy, “Türkiye ile Almanya çok eski müttefik ve çok iyi dost. Dostlar arasında bazen anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları olabilir. Bunların aşılamayacak konular olduğunu hiç sanmıyorum. Hepsine çözüm bulunur, kalıcı olan Türk-Alman dostluğudur. Bu dostluğa hiçbir şeyin zarar vermesine biz Türkiye olarak izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, gelir grubu yüksek turistleri hedefleyen yeni bir strateji belirliyor”
Bakan Ersoy, Türkiye’nin nitelikli turizme geçişiyle ilgili soru üzerine de şu açıklamalarda bulundu:
“2023 hedeflerimizden zor olan, 70 milyar dolar turizm gelirine ulaşmak, yani kişi başı turizm gelirini 1000 dolara getirmek. Bu yüzden Türkiye, kişi başı geliri artıracak, konaklama dışı harcaması yüksek olan gelir grubu yüksek olan turistleri hedefleyen yeni bir strateji belirliyor. Nitelikli turisti getirebilmek için en önemli konu, ona hizmet edecek nitelikli personelin yetişmesi. Bu bağlamda Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yaptık ve bu yıl itibarıyla hayata geçiriyoruz. Türkiye’de 76 tane turizm meslek lisesi var. Bu turizm meslek liselerini kolej statüsüne getiriyor ve müfredatlarını değiştiriyoruz. Üç tane yabancı dilin öğrenilmesini zorunlu tutuyoruz. 15 Nisan-15 Ekim arasında eğitimlerini, uygulamalı olarak, anlaşmalı otellerde görecekler. Böylelikle Türkiye’nin en büyük sorunu olan eğitilmiş personel sorununu çözmekle kalmayacağız, ağırlıklı olarak yüksek sezonda ihtiyaç duyulan eğitilmiş personel açığını da öğrencilerle kapatmış olacağız. Bu öğrenciler hem eğitimlerini otellerde görecekler, hem de bu öğrencilere oteller tarafından maaş ödenecek.
İkinci önemli konu, ulaşım. Gelir grubu yüksek turist daha konforlu ulaşım yapmak istiyor. Türk Hava Yolları ile de bir protokol hayata geçirdik ve Nisan ayı itibarıyla da Türkiye’ye en çok misafir veren ülkelerden, Almanya, İngiltere, Rusya, Körfez ülkeleri gibi, Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir tatil bölgelerine business classlı, tarifeli seferleri başlatıyoruz.
Üçüncü konu, tüm bunların sürdürülebilir olması. Sürdürülebilir olması turizmin 12 aya yayılması ile sağlanabilir. Bu alanda Bakanlık olarak yeni tahsis edeceğimiz turizm alanlarında, 12 ay turizm yapılabilecek, golf sahaları, spor olanakları, termal özellikleri, doğası ve kongre seminer gibi off-season dediğimiz sezona yönelik aktivitelere hitap edebilecek otel alanlarının tahsisini ön plana çıkaracağız.
Ve bu yaptıklarınızın dünya genelinde anlatılmasını sağlamanız gerekiyor. Turizm geliri en yüksek 10 ülkeyi inceledik ve bunların 7’sinde Turizm Geliştirme Fonu tarzında bir fon oluşturulduğunu gördük. 10 ülkenin dışında da, hak ettiğinin daha üzerinde turizm geliri olan ülkelerde bu tarz bir fonun olduğunu gördük. Önümüzdeki aylarda benzer bir Turizm Geliştirme Fonu’nu biz de ülkemizde hayata geçireceğiz. Bu fon ile birlikte, turizmin paydaşı olan sektörlerden gelirlerin belli bir kısmı, belli bir yüzdesi fona aktarılıyor. Ve fon ağırlıklı olarak özel sektör yöneticileri tarafından yönetiliyor. Özel sektörden toplanmış olan gelir, yine özel sektör yöneticilerinin verdiği kararla, ağırlıklı olarak ülke tanıtımında harcanıyor. Böylelikle Türkiye’nin turizm politikalarında sürdürülebilir bir ortam yaratılmış oluyor. Fon aynı zamanda, turizm alanlarının Türkiye geneline yayılması için yatırım fonu şeklinde de çalışacak. Gelirinin yüzde 30’u yatırım fonu olarak kullanılacak. Türkiye’de özellikle yatırım yapmak isteyen yabancı şirketlere fon hem liderlik yapacak, hem de istiyorlarsa yüzde 5 ila yüzde 50’ye varan oranlarda yatırımlarına iştirak edecek.”
“Türkiye’nin 81 ilinde turizm potansiyeli var”
Bakan Ersoy, Türkiye’de hızla yeni turizm konseptleri oluşturulacağını da anlatarak şunları dile getirdi:
“Deniz, kum, güneş dışında Türkiye, kültürü, arkeolojik değerleri, sanatı, sanatçısı, gastronomisi ile rakipsiz. Biz bu özelliklerimizle Türkiye’nin tanıtımını yapmak istiyoruz. Hala Türkiye’nin her yerini geziyorum, 81 ilinde turizm adına farklı farklı potansiyeller var. Turizmi özellikle Güneydoğu ve Doğu bölgelerimize doğru kaydıracağız. Türkiye’nin arkeolojik potansiyeli çok yüksek. Bu bağlamda da bir çalışma başlattık. Kazı sürelerini 12 aya yayacak bir proje yaptık. Aynı şekilde bizim UNESCO’dan tescilli gastronomi şehirlerimiz var, Gaziantep ve Hatay gibi, buna eklenmesi gereken şehirlerimiz var. Farklılaşmanın ön plana çıkmasını sağlayacak bir çalışma yapacağız. Türkiye potansiyelinin çok azını kullanıyor. Biz Türkiye turizmini geliştirmek için ne yapılması gerektiğini, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz, yapmaya da başladık, 2023 hedeflerini yakalayacak ve geçeceğiz.”
(07.03.2019)