Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: “Birinci Dünya Savaşı’nda 20’ye yakın cephede bizim ecdadımız sadece toprak korumak, bir cihan devletini korumak için değil, Arap, Kürt, Arnavut, Boşnak, Acem kardeşlerimizi, bütün farklı etnik yapılarıyla Müslümanları, Gayrimüslim dostlarımızı hepsini korumak, bu toprakların harim-i ismetini korumak için savaştılar.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Bırakın Müslümanlara, Müslümanların onurunu korumaya çalışanlara laf yetiştirmeyi, bu kadar gücünüz var bu gücünüzle bu Siyonist işgalci mantığın karşısına çıkın. İslam dünyasını lime lime etmek isteyen emperyalist güçlerin karşısına çıkın. En azından elinizle karşı çıkın, niyetlerinizle karşı çıkın. Bunu yapamıyorsanız susun ve kimin safına düştüğünüzü ne kadar gülünç hale geldiğinizi de bir kere gözden geçirin.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Kutsal Emanetler’in ne olduğunu anlamayanlar Osmanlı’nın Mısır’dan getirdiği Hazreti Resul’e ait kaftanı, kılıcı, sancağı, Kutsal Emanetler’i sadece bunlardan ibaret zanneder. Kutsal Emanetler, sadece Hazreti Resul’e ait olan ya da onun dönemine ait olan bir takım fiziki eşyalardan ibaret değildir. Bizim için Kutsal Emanet, Mekke’dir, Medine’dir, Kudüs’tür, İstanbul’dur.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Kudüs’ün Kutsal Emanetler’imizin en değerlisi olduğunu anlamayanların, Kutsal Emanetler hakkında laf söylemeye hakkı yoktur. Kutsal Emanetler üzerinden bize yalan yanlış okuduğu tarihle ders ve had bildirmeye çalışmaları ise asla kabul edilebilir bir şey değildir.”
Hak-İş 6. Uluslararası Kısa Film Yarışması ödülleri, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un katıldığı törenle sahiplerini buldu.
Aralarında, Hindistan, İspanya, Brezilya, Fransa ve Rusya’nın da bulunduğu 124 ülkeden 5 bin 404 filmin değerlendirildiği yarışmanın ödül töreninde konuşan Bakan Numan Kurtulmuş, Türk sinemasının son yıllarda ciddi bir yükseliş yaşadığını ve Türkiye’de üretilen film sayısının 2002 yılında 33 iken 2017 yılında 145’e çıktığını belirtti.
Bakan Numan Kurtulmuş, sinemanın, dünyadaki Türkiye algısının değiştirilmesinde önemli bir güç olduğunu vurguladı.
Konuşması sırasında gündeme ilişkin konuklara da değinen Bakan Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin güçlü ve büyük bir ülke olma çabalarının engellendiğini, sürekli ayağına çelme takılmaya çalışıldığını aktardı ve şöyle devam etti:
“Dünyadaki bu sistemin yanlışlıklarını dile getiren ve onu en azından sözleriyle ve iradesiyle engellemeye çalışan bir Türkiye’nin varlığı dünyada birçok kimseyi rahatsız ediyor. Özellikle günümüzde, kaoslar, krizler ve çatışmalar üzerinden dünyada güç devşirmeye çalışan bir cephenin olduğunu açıkça ifade etmemiz lazım. Her ülkede var bunlardan. Bunların amacı krizler ve kaoslar üzerinden dünyaya düzen vermektir. Ya da bozulmuş olan eski düzenin parametrelerini değiştirerek kendi menfaatleri istikametinde yeni bir düzenin kurulabilmesini sağlamaktır. Buna karşı da başta Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan olmak üzere barıştan, hakkaniyetten, adaletten yana olan, dünyada barışı savunan bir cephenin olduğunu da belirtmek isterim.”
ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinin arkasında Trump’ın Siyonist lobinin desteğini alma çabası olduğunu ifade eden Bakan Kurtulmuş, “Sayın Trump, imza atmanın mecazi şeklinin de üzerine çıkarak imzayı şova dönüştürdü. Dedi ki o imzayı atarken: ‘Ey Siyonistler, ben sizin yanınızdayım. Sakın ha, yanlış anlamayın beni destekleyin, Amerika’nın içerisinde dünyada benim arkamda azalan desteği kuvvetlendirmek için yanımda, arkamda durun.’” diye konuştu.
Bu kararın dünya da yeni çatışmaların kapısını açacağını vurgulayan Bakan Kurtulmuş, “O kararı aldıranların amaçları bu kaos cephesinin gücünü arttırmaktır. Kriz ve çatışmaları arttırmaktır. Bu sadece bir başkent değiştirme kararı değildir. Bu Kudüs’ün tamamıyla ilhakı kararıdır.” dedi ve şöyle devam etti:
“Buna karşın Sayın Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren, hiçbir tereddüt içerisine düşmeden harekete geçti, önce 13 Aralık’ta biliyorsunuz İslam İşbirliği Teşkilatı toplandı. Sadece çok üst düzey bir katılımla kalmadı, çok kararlı bir sonuç bildirisiyle de önemli bir adım attı. Şimdi bu adımların devamı gelecek. Aynı zamanda başka ülkelerin Batı ülkelerinin liderleriyle de yapılan diplomasiyle sonunda, biliyorsunuz önceki gün, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD’nin daimi temsilcisi tek başına kaldı, diğer 14 ülke ‘hayır’ oyu verdi. Sonunda Sayın daimi temsilci üstü kapalı 14 ülkeyi tehdit etmek durumunda kaldı. Yarın genel kurul var, genel kurulda ümit ediyoruz dünyanın büyük çoğunluğu ABD’nin bu kararı karşısında oy kullanacak ve bu karar yok hükmüne getirilerek çöp tenekesine atılacaktır. Allah gücümüzü arttırsın, Türkiye’yi daha güçlü bir hale getirsin. Sözümüzün itibarı var, sözümüzü çok daha güçlendirmemiz lazım.”
“Siyonist lobilerin Türkiye’nin bu tavrı karşısında morallerinin bozularak Türkiye’ye saldırmaya başlamalarının dozunu artırmasını anlarız da İslam dünyasından bazı yerlerden çatlak seslerin çıkmasını anlamamız mümkün değildir.” Diyen Bakan Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef Birleşik Arap Emirliklerinden bir bakan bir twit attı, Sayın Cumhurbaşkanımız da cevabını verdi. Ama şunu anlatmak isterim; Kardeş sana ne oluyor? İslam dünyasında mezhep savaşlarıyla, etnik çatışmalarla neredeyse 1990’ların başından itibaren bu kadar yoğun çatışmalar sürerken biz hep şunu söylemiyor muyuz: Bunun kazananı İsrail’dir. Be adam gözünü aç. Kazananın İsrail olduğu kör gözlerin bile gördüğü bir gerçektir. Sana ne oluyor da Türkiye’ye laf yetiştiriyorsun, kimin adına konuşuyorsun, kimin kaybolan çıkarlarını korumak için Türkiye’ye, Sayın Cumhurbaşkanımız’a ve Türkiye’nin yakın dönemdeki şanlı geçmişine dil uzatıyorsun? Birinci Dünya Savaşı’nı Osmanlı Devleti’nin başına bela edenler 20 sene içerisinde koskoca cihan devletini maalesef bugün ki 780 bin kilometrekareye hapsettiler. 20’ye yakın cephede bizim ecdadımız sadece toprak korumaya değil, sadece bir cihan devletini korumak için değil, Arap, Kürt, Arnavut, Boşnak, Acem kardeşlerimizi, bütün farklı etnik yapılarıyla Müslümanları, Gayrimüslim dostlarımızı hepsini korumak bu toprakların harim-i ismetini korumak için savaştılar.”
Bakan Numan Kurtulmuş, “Tarihi dahi emperyalistlerin kendilerine okuttukları kitaplardan okuyanlar ne Fahrettin Paşa’yı tanır ne Osmanlı’yı tanır ne yakın geçmişimizi tanır ve anlayabilir.” dedi ve şu çağrıyı yaptı:
“Onun için diyoruz ki, bırakın Müslümanlara, Müslümanların onurunu korumaya çalışanlara laf yetiştirmeyi, bu kadar gücünüz var bu gücünüzle bu Siyonist işgalci mantığın karşısına çıkın. İslam dünyasını lime lime etmek isteyen emperyalist güçlerin karşısına çıkın. En azından elinizle karşı çıkın, niyetlerinizle karşı çıkın. Bunu yapamıyorsanız susun ve kimin safına düştüğünüzü ne kadar gülünç hale geldiğinizi de bir kere gözden geçirin.”
Kutsal Emanetler'in sadece fiziki şeylerden ibaret olmadığını vurgulayan Bakan Numan Kurtulmuş, “Osmanlı Kutsal Emanetler’i çalarak buraya getirmemiştir. Kutsal Emanetler’in ne olduğunu anlamayanlar Osmanlı’nın Mısır’dan getirdiği Hazreti Resul’e ait kaftanı, kılıcı, sancağı Kutsal Emanetler’i sadece bunlardan ibaret zanneder. Kutsal Emanetler, sadece Hazreti Resul’e ait olan ya da onun dönemine ait olan bir takım fiziki eşyalardan ibaret değildir. Bizim için Kutsal Emanet, Mekke’dir, Medine’dir, Kudüs’tür, İstanbul’dur. Kudüs’ün Kutsal Emanetler’imizin en değerlisi olduğunu anlamayanların Kutsal Emanetler hakkında laf söylemeye hakkı yoktur. Kutsal Emanetler üzerinden bize yalan yanlış okuduğu tarihle ders ve had bildirmeye çalışmaları ise asla kabul edilebilir bir şey değildir.” diye konuştu.
(20.12.2017)