Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: “Çanakkale’de verdiğimiz mücadele, insanlığı korumak için, yurdumuzu korumak için, bayrağımızı ve onda var olan İslam’ı temsil eden hilali korumak için şehitlerimizin aziz ruhlarını korumak için verilmiş olan bir büyük mücadeleydi.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Çanakkale ile Myammar arasında bir köprü vardır, bir ilişki vardır. Aynı şekilde Çanakkale ile Allahuekber Dağları’nın, Trablusgarp’ta verilen mücadelenin, Mekke ve Medine müdafaasının, Kudüs müdafaasının arasında büyük bir irtibat vardır.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Bu geniş coğrafyada verdiğimiz bu büyük ve üstün mücadele, Anadolu topraklarının, Türkiye topraklarının, insanlığın son adası olan bu esenlik yurdunun namussuzlar, şerefsizler tarafından, emperyalistler tarafından çiğnenmemesi mücadelesidir.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Çanakkale ile 18 Mart’taki büyük zaferle 15 Temmuz büyük zaferi arasında hiçbir fark yoktur ve büyük bir bağlantı vardır.”
Bakan Numan Kurtulmuş: “Biz ortak hedeflerimize sahip çıktığımız sürece ortak tarihimize, kültürümüze şuurla sarıldığımız sürece bu millete karşı yan gözle bakma cesaretini bundan sonra da kimse bulamayacak, kimse buna cesaret edemeyecek.”
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Çanakkale’de, İtilaf Devletlerinin Gelibolu’dan tahliyesinin 102. Yılı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Törende konuşan Bakan Numan Kurtulmuş, Çanakkale’nin dünyanın kendini muktedir zanneden bütün milletlerinin bir araya gelerek Osmanlı’yı, İslam’ın son kalesi olan bu Türk yurdunu boğmak ve tarih sahnesinden silmek için yapmış olduğu Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden biri olduğunu söyledi.
Bir asır evvel dünyada gücü elinde bulunduranların, en üstün ordulara en önemli hava ve deniz filolarına sahip olanların, savaşma becerisi yüksek ve eğitimli zannettikleri büyük ordulara sahip olanların birkaç gün içinde fethedip Payitaht’ı İstanbul’u düşüreceklerini sananların burada ecdadımızın muazzam direnişiyle karşı karşıya kaldıklarını belirten Bakan Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“O direniş, o mücadele sadece bir toprağı savunma mücadelesi değildir. Sadece kendimize vatan kıldığımız bu toprakları bizde bırakmak, buraları savunmaktan ibaret değildi. O mücadele, oradaki direnç sadece bu topraklarda yaşayan milletimizin harimi ismetini korumak, namusumuzu korumak için verilen bir savaştan ibaret değildi. O savaş, insanlığı korumak için, yurdumuzu korumak için, bayrağımızı ve onda var olan İslam’ı temsil eden hilali korumak için şehitlerimizin aziz ruhlarını korumak için verilmiş olan bir büyük mücadeleydi.”
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda dünyanın birçok tarafında 20’ye yakın cephede mücadele ederken onların bu mücadelesini de dünyanın her tarafında destekleyen insanlar olduğunu ifade eden Bakan Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Çanakkale’de şehit olan herkesin önünde ruhlarının önünde saygıyla eğilir onların aziz ruhlarına Fatihalar gönderirken dünyanın dört bir tarafında bu toprakları ve bu toprakların temsil ettiği ruhu savunmak için şehit olanları da minnetle şükranla anıyoruz. Birkaç tanesini örnek vermek isterim: Geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sudan ziyaretine gittik. Sudan buradan kilometrelerce ötede bir yer. Birinci Cihan Harbi’nde İtilaf Devletleri Osmanlı’yı boğmak için buraya asker çıkarır her taraftan saldırılarını yoğunlaştırırken Osmanlı’nın ilan etmiş olduğu cihada uymak üzere Darfur’daki Ali Dinar, Darfur’un son sultanı, Osmanlı’ya küffar saldırıyor diye orada bütün kabileleri silahlandırır bulduğu ne kadar silah varsa onlarla İngilizlerin karşısına dikilir ve ailesinin fertlerinin çoğuyla birlikte orada şehit düşer. Darfur neresi Çanakkale neresi. Darfur ile Çanakkale arasında bir bağ vardır. Ve şimdi biz Allah’a çok şükür Ali Dinar’ın oradaki sarayını onarıyoruz, 2018 yılı çerisinde inşallah açılışını yapacağız. Ayrıca Orta Sudan’daki mezarını da bularak oraya da güzel bir türbe inşa edeceğiz.
Myammar buradan binlerce kilometre ötede. 2 bine yakın Osmanlı zabiti ve Osmanlı öğretmeni Birinci Cihan Harbi’nde, burada bu savaş devam ederken Trablusgarp Cephesi’nde, Filistin Cephesi’nde esir düşüyorlar. İngilizler bunları önce Hindistan, arkasından da Myammar’da esir kamplarına koyuyor. Burada 2 bine yakın zabitimiz öğretmenimiz şehit düşüyor. Hatta esir kaldıkları süre içerisinde Türkçe gazete çıkarıyorlar. O şehitlerimizin kabirlerini bulduk, Türk şehitliği olarak ziyarete açtık. Buradan 7-8 bin kilometre ötede Asya’nın uzaklarındaki bir yerden bahsediyorum.”
“Çanakkale ile Myammar arasında bir köprü vardır, bir ilişki vardır.” diyen Bakan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aynı şekilde Çanakkale ile Allahuekber Dağları’nın, Trablusgarp’ta verilen mücadelenin, Mekke ve Medine müdafaasının, Kudüs müdafaasının arasında büyük bir irtibat vardır. O zaman bu aziz milletin yapmış olduğu işi anlayamayanlar, bugün sağdan soldan sahiplerinin sesi olarak Türkiye’ye laf yetiştirmeye çalışıyorlar. ‘Buralarda ne işiniz vardı’ demeye getiriyorlar. Ama bütün bu geniş coğrafyalarda verilen mücadele emperyalizme karşı verilen mücadeledir, İslam’ın izzetini ve şerefini koruma mücadelesidir, Çanakkale’deki Mehmetçik düşmesin diye verilen mücadeledir. Bu büyük ve üstün mücadele, Anadolu topraklarının, Türkiye topraklarının, insanlığın son adası olan bu esenlik yurdunun namussuzlar, şerefsizler tarafından, emperyalistler tarafından çiğnenmemesi mücadelesidir.”
Bir asırdır oynanan oyunun değişmediğini, Çanakkale’de verilen mücadelenin bitmediğini vurgulayan Bakan Numan Kurtulmuş, “Çanakkale, gelmiş geçmiş olan bir şey değildir. Trablusgarp’ta, Medine ve Kudüs’te verilen mücadele tarihte kalmış olan mücadelelerden ibaret değildir. Düşman aynı düşmandır. Bu millet de aynı millettir. Dün emperyalist olarak bu milletin karşısına çıkanlar bugün de neoemperyalist oyunlarıyla bu milletin karşısına çıkıyorlar. Dün Çanakkale’de mertçe karşısına çıkmaya gayret edenler bugün 15 Temmuz ihanetleriyle bu milletin karşısına çıkmaya çalışıyorlar.” dedi.
Bakan Numan Kurtulmuş, Çanakkale ile 18 Mart’taki büyük zaferle 15 Temmuz büyük zaferi arasında hiçbir fark olmadığının ve büyük bir bağlantı olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin güçlü bir devlet olması gerektiğini aktaran Bakan Kurtulmuş, şu şekilde devam etti:
“Biz güçlü olmak, büyük olmak, birlik içinde olmak ortak değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Tarihimize, medeniyetimize, ülkemize, insanlığımıza sahip çıkmak durumundayız. Eğer bunlara sahip çıkarsak Türkiye’ye karşı oyunlar kurmak isteyenler, tezgahlar içerisinde olanlar 15 Temmuz’da başaramadıklarını belki bundan sonraki süreçte de başarmaya çalışacak olanlar derslerini alacaklardır. Bu milletin karşısına düzgün bir şekilde çıkma cesaretinde bulunamayıp terör örgütleri marifetiyle bu ülkenin ayaklarına çelme takmak isteyenler hadlerini bilecekler, hizaya geleceklerdir. Biz ortak hedeflerimize sahip çıktığımız sürece ortak tarihimize, kültürümüze şuurla sarıldığımız sürece bu millete karşı yan gözle bakma cesaretini bundan sonra da kimse bulamayacak, kimse buna cesaret edemeyecek.”
(09.01.2018)