Kültür ve Turizm Bakanlığınca, sahiplerine ulaşılamayan ve uluslararası uygulamalarda "öksüz eser" olarak tanımlanan eserlerin, gelecek nesillere aktarılması amacıyla kamu yararına kullanılmasının önü açılacak
Düzenlemeye göre, söz konusu eserleri kamuya arz etmek isteyen kamu kurum ve kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurmak ve izin almak şartıyla eserleri kullanım yetkisine sahip olabilecek
İznin verilmesinden itibaren 10 yıl içerisinde hak sahibinin ortaya çıkması durumunda ise eserleri kullanan kamu kurumunca kullanım karşılığı olan bedel hak sahiplerine ödenecek
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, sahiplerine ulaşılamayan ve uluslararası uygulamalarda "öksüz eser" olarak tanımlanan eserlerin, gelecek nesillere aktarılması amacıyla Türkiye'de ilk kez kamu yararına kullanılmasının önü açılacak.
Bakanlığa bağlı Telif Hakları Genel Müdürlüğünün öncülüğünde fikir ve sanat eserlerine yönelik hazırlanan ve kamuoyunun görüşüne açılan "5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Yönelik Yasa Taslağı"nda, sahibi bulunamayan eserlerin korunmasına yönelik uygulamada yeni bir dönemi başlatacak düzenlemeler yer alıyor.
Bu kapsamda Türkiye'nin kültür mirasının bir parçası olan ve hak sahibine ulaşılamayan eserlerin, gelecek nesillere aktarılması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarınca kamu yararına kullanılmasına imkan tanıyan bir düzenleme de yapıldı.
İlk kez hayata geçirilecek düzenlemeyle hak sahiplerine ulaşılamaması nedeniyle topluma kazandırılamayan ve uluslararası uygulamada "öksüz eser" olarak tanımlanan eserlerin, koruma süresinin bitiminden önce kamu kurumlarının kullanımına sunulmasına imkan tanınacak.
"Öksüz eser"ler, Bakanlığın yasa taslağında "kimsesiz eser" olarak nitelendirildi. Yalnızca kamu yararı için kullanılabilecek bu eserlerin ticari amaçla kullanımına izin verilmeyecek.
Sahibi 10 Yıl İçinde Ortaya Çıkarsa Telif Hakkını Alacak
Taslaktaki düzenlemeye göre, söz konusu eserleri kamuya arz etmek isteyen kamu kurum ve kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurmak ve izin almak şartıyla eserleri kullanım yetkisine sahip olabilecek. Bakanlık, izinleri verirken koşullarını belirleyeceği titiz bir araştırma prosedürünü yürütecek.
Kamu yararı bulunmayan kullanımlar ise yasal düzenlemenin kapsamı dışında kalacak. Bakanlık ayrıca bu eserlere ilişkin bilgileri içeren bir veri tabanı oluşturacak.
Bakanlığın ilgili kuruma kullanım yetkisi iznini vermesinden itibaren 10 yıl içerisinde hak sahibinin ortaya çıkması durumunda ise eserleri kullanan kamu kurumu tarafından kullanım karşılığı olan bedel hak sahiplerine ödenecek.
Engelliler Tüm Fikir ve Sanat Eserlerinden Faydalanacak
Yasa taslağıyla fikir ve sanat eserlerine engellilerin ulaşımının sağlanması için getirilen istisnaların da kapsamı genişletilecek. Halihazırda bu istisnalar yalnızca ilim ve edebiyat eserlerini kapsamaktayken, yeni düzenleme yasalaştığında engellilerin alenileşmiş tüm fikir ve sanat eserlerinden faydalanmasına imkan tanınacak.
Ayrıca eserlerin nüshalarının Bakanlıkça yetkilendirilen eğitim kurumu, kütüphane, dernek ve vakıf gibi kuruluşlarca çoğaltılmasına ve internet de dahil olmak üzere engellilerin kullanıma sunulmasına izin verilecek.
Bu kurum ve kuruluşlar, ürettikleri bu özel nüshaları başka ülkelerdeki aynı amaçtaki yetkili kuruluşlarla değiştirme hakkına da sahip olacak. Üretilen format ve nüshaların üzerinde engellilerin kullanımı amacıyla üretildiğinin belirtilmesi zorunlu tutulacak ve böylelikle doğrudan veya dolaylı ticari menfaat sağlamak amacıyla kullanılmalarının önüne geçilecek.
Ödünç Vermenin Bedeli Okuyucuya Yansıtılmayacak
Düzenlemeyle kütüphanelerin ödünç verecekleri kitaplar için hak sahiplerinden yazılı izin alma zorunluluğu kaldırılacak. Bunun yerine hak sahiplerini temsil eden Ortak Lisanslama Birliğine (OLB) bedel ödeyerek ödünç verme faaliyetlerinin kesintisiz devam etmesi sağlanacak.
Zorunlu eğitime tabi okulların kütüphaneleri bu düzenlemenin dışında tutuldu. Diğer kütüphaneler ödünç verme faaliyetine başlarken hak sahiplerinden izin almak yükümlülüğüne tabi olmaksızın ilgili alanda çalışan OLB’nin belirlediği yıllık bedeli ödeyerek faaliyetlerini sürdürecek. Bu bedeli ödeme yükümlülüğü, bünyesinde kütüphane bulunan kurum veya kuruluşlara ait olacak ve okuyuculara yansıtılamayacak.
Ayrıca ilgili OLB'nin ödünç verme faaliyetlerine ilişkin belirleyeceği yıllık bedeller, kütüphanecilik hizmetinin bilimsel, sosyal ve kültürel amacı göz önünde bulundurularak makul şekilde belirlenecek. Bedelin makul olmadığını düşünen yükümlü kurum ve kuruluşlar, Telif Hakem Kuruluna şikayette bulunabilecek. OLB’de toplanan bu bedellerin en az yarısı, eserlerin yazarlarına ve kalanı da yayınevlerine dağıtılarak, ödünç verme dolayısıyla mahrum kalınan kazancın telafisi sağlanacak.
Fotokopiciler de OLB'ye Bedel Ödeyecek
Türkiye'de son derece yaygın olan fotokopi ile çoğaltımlara da yeni bir sistem getiren yasa taslağına göre, fotokopi yoluyla ve sipariş üzerine yapılan kısmi çoğaltımlar için yazılı izin alma zorunluluğu kaldırılacak. Fotokopiciler de kütüphaneler gibi eser sahibi ve yayın evlerini temsil eden OLB'ye bedel ödemek zorunda olacak.
Böylelikle özellikle eğitim kurumlarına yakın çevredeki fotokopi merkezleri gibi işletmelerin yasal zeminde faaliyet göstermelerine imkan tanınırken, hak sahiplerinin bu faaliyetler nedeniyle uğradıkları zararın da tazmin edilmesi sağlanacak.
Fotokopiciler artık ilgili OLB'ye kullandıkları cihazların kapasitesi ve çoğaltım miktarları oranında yıllık bir bedel ödeyerek faaliyetlerini sürdürecek. Yeni düzenleme sadece sipariş üzerine yapılan çoğaltımları kapsayacak ve herhangi bir sipariş olmaksızın fotokopi merkezlerinde hazır bulundurulan fotokopilerle ilgili olarak yasanın hak ihlaline yönelik düzenlemeleri korunacak.
(Kaynak: Anadolu Ajansı-Burcu Çalık)
(25.05.2017)