BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ'NİN 102. YIL DÖNÜMÜ TÖRENLERİ

Başbakan Yıldırım: "Gerek İstiklal Harbi'nde gerekse Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli unsurlarıdır. Onların arasına fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bizi savaşa, çatışmaya, nefrete sürükleyenlere fırsat vermeyeceğiz. Biz barışa, dostluğa ve kardeşliğe önem veriyoruz. İnşallah Türkiye'de kardeşlik iklimi daha da güçlenecek ve milletimizin birliği, beraberliği daim olacak"

Kültür ve Turizm Bakanı Avcı: "Çanakkale Deniz Zaferi, milletimizin kahramanlığının ve cesaretinin en güzide numunelerinden biridir. Bu zafer imanın imkana galip geldiği bir zafer olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale Zaferi milletimize dayanışma ruhunu, bir ve beraber olduğunda bütün güçlüklerin üstesinden nasıl gelinilebileceğini yedi düvele gösteren büyük bir destanın adı olmuştur"

18. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Arslanhan: "Çanakkale, milletimizin yüzyıllardır kanla sulayarak kutsallaştırdığı bu eşsiz toprakları elinden almak için haince ve canavarca tuzak kuranlara karşı bile şefkati elden bırakmayanların, iki düşman olarak aynı siperde savaşıp can verdikten sonra koyun koyuna yatıp, dost olan kahramanların bize miras bıraktığı insanlık abidesidir"


Başbakan Binali Yıldırım, "Gerek İstiklal Harbi'nde gerekse Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli unsurlarıdır. Onların arasına fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bizi savaşa, çatışmaya, nefrete sürükleyenlere fırsat vermeyeceğiz. Biz barışa, dostluğa ve kardeşliğe önem veriyoruz. İnşallah Türkiye'de kardeşlik iklimi daha da güçlenecek ve milletimizin birliği, beraberliği daim olacak." dedi.

Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. yılında Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde düzenlenen törendeki konuşmasına, "Her yıl Çanakkale'de milletimizin tarihindeki bir şanlı sayfayı yeniden okumak için, istiklal aşkımızı tazelemek için bir araya geliyoruz. Bu vesileyle en başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bu büyük milletin istiklali uğrunda canlarını seve seve feda etmiş bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun." diyerek başladı.

102 yıl önce tarihe bir kahramanlık destanı olarak yazılan, şanlı istiklal mücadelesi verildiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu, öyle bir destandır ki bu topraklar bir coğrafya parçası olmaktan çıkmış, bu vatanı savunmak için bir ruh, bir ideal olmuştur. 'Ya istiklal ya ölüm' kararını yüreğinde vermiş ve her biri vatanı uğrunda canını feda etmeye hazır birer nefer haline gelmiş bu millet, sadece şanlı bir zafer değil, aynı zamanda geleceğini de kazanmıştır. Bugün, Cumhuriyet'in 100. yılını kutlamaya hazırlanan yeni nesiller olarak bize bırakılan o şanlı tarihi, o aziz istiklal ruhunu heyecanla, sadakatle geleceğe taşıyoruz. Ne zaman dara düşsek, ne zaman bu toprakları bir uçtan bir uca sıkıntı sarsa, aynı ruh ve aynı heyecanla yerimizden kalkıyor bütün sıkıntıları bertaraf ederek dimdik ayağa kalkıyoruz. Şehit kanıyla sulanan bu topraklarda geçmişten aldığımız mirası, şanla, şerefle geleceğe, gelecek kuşaklara, torunlara taşımak için bir kez daha söz veriyoruz."

Yıldırım, yaşanan bu zor coğrafyada ayakta kalmanın tek yolunun güçlü olmaktan geçtiğini, zayıflığa teslim olan toplumların söz haklarını da kaybettiğini belirterek, "İstiklalin daha ziyade emekle, alın teriyle, bilgiyle, donanımla, üretimle, yatırımla korunabileceği bir dönemde, tarihimize, medeniyetimize yaraşır bir seviyeye ulaşmanın mücadelesini veriyoruz. Allah'a şükrolsun ki Türkiye bugün ekonomik olarak daha güçlü durumda ve gerekli dinamizme, güvene fazlasıyla sahip bir noktaya gelmiştir." diye konuştu.

16 Nisan Hayallerimizi, Umutlarımızı Gerçeğe Dönüştürmek İçin Önemli Bir Gün Olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bir yandan geçmişte elde edilen kazanımların kalıcı hale getirilmesi için çalışırken, diğer yandan insanların önüne geleceğe dair yeni hedefler, yeni eserler koymaya gayret ettiklerini anlatan Yıldırım, "Çünkü bizim iki büyük hayalimiz var, bu milletin mutluluğu ve bu ülkenin refahı, geleceği. Bu hayalleri gerçekleştirmek için gece demeden gündüz demeden hep birlikte çalışıyoruz." dedi.

Aydınlık yarınları inşa etmek üzere yola çıktıklarını, her gün gelişme, muasır medeniyetler yolunda önemli mesafeler alındığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bugün bu anma etkinlikleri tarihi bir olaya da şahitlik ediyor. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün bugün temelini de attık. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken 'Çanakkale geçilmez' diyerek yedi düvele burayı mezar yapan ecdadımızın anısını geleceğe taşıyacak ve Çanakkale Boğazı'na takacağımız bu gerdanlıkla Türkiye'yi, Türk milletini müreffeh, daha kalkınmış, Gazi Mustafa Kemal'in hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmış olacağız. Her dakikayı iyi şekilde değerlendirmek, her kuruşu doğru yerde harcamak için büyük bir gayret içerisindeyiz. Bu konudaki kararlılığımızdan ve hassasiyetimizden asla şüphe edilmemelidir.

102 yıl önce Çanakkale'de bu büyük destanı yazan yiğitler sadece Erzurum'dan, Bursa'dan, Diyarbakır'dan, Rize'den, Erzincan'dan, Konya'dan ve sadece 81 ilimizden gelmediler. Aynı zamanda Bağdaş, Şam, Kerkük, Filistin, Rumeli, Üsküp, Saraybosna, Kosova, Kafkasya'lardan kopup geldiler, bu siperlerde omuz omuza birlikte mücadele ettiler, şimdi de bu şehitlikte yan yana yatıyor ve mahşeri bekliyorlar. Onların çocukları, onların nesilleri bugün de aynı şekilde kardeştir. Gerek İstiklal Harbi'nde gerekse Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli unsurlarıdır. Onların arasına fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bizi savaşa, çatışmaya, nefrete sürükleyenlere fırsat vermeyeceğiz. Biz barışa, dostluğa ve kardeşliğe önem veriyoruz. İnşallah Türkiye'de kardeşlik iklimi daha da güçlenecek ve milletimizin birliği, beraberliği daim olacak. Bütün yaralarını sarmış, devasız görünün dertlerinden kurtulmuş, hastalıklarına şifa bulmuş bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. 16 Nisan hayallerimizi, umutlarımızı gerçeğe dönüştürmek için önemli bir gün olacak. 15 Temmuz'da verilen istiklal ve istikbal mücadelesinin kutlu yürüyüşü 16 Nisan'da taçlanmış olacak." 

Yıldırım, "Memleketimiz için vatanımız için canını seve seve feda eden başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün istiklal kahramanlarımızı, 15 Temmuz şehitlerimizi ve cephelerde terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizi ve şehit olan bütün kardeşlerimizi rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. Mekanları cennet olsun." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

102 Yıl Önce Büyük Bir Destan Yazıldı

"Çanakkale Deniz Zaferi, milletimizin kahramanlığının ve cesaretinin en güzide numunelerinden biridir. Bu zafer imanın imkana galip geldiği bir zafer olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale Zaferi milletimize dayanışma ruhunu, bir ve beraber olduğunda bütün güçlüklerin üstesinden nasıl gelinilebileceğini yedi düvele gösteren büyük bir destanın adı olmuştur." diyen Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, törende yaptığı konuşmada, ecdadın 102 yıl önce olağanüstü bir mücadeleyle büyük bir destan yazdığını söyledi.

Çanakkale coğrafyasının, ecdadın düvel-i muazzamaya karşı verilmiş vatan mücadelesinin en yakın ve en hakiki şahidi olduğunu ifade eden Avcı, şöyle konuştu:

"Çanakkale Deniz Zaferi, milletimizin kahramanlığının ve cesaretinin en güzide numunelerinden biridir. Bu zafer imanın imkana galip geldiği bir zafer olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale Zaferi milletimize dayanışma ruhunu, bir ve beraber olduğunda bütün güçlüklerin üstesinden nasıl gelinilebileceğini yedi düvele gösteren büyük bir destanın adı olmuştur. Tarihin zorlu imtihanlarından geçerek bugünlere ulaşan milletimiz bugün de yediden yetmişe Çanakkale ruhunu koruduğunu koruyacağını göstermiş, ülkemizi bölmek, birlik ve beraberliğimiz bozmak için fırsat kollayan iç ve dış mihraklara karşı yine aynı azim ve karalılıkla ve fedakarlıkla mücadele etmiştir."

Açık Hava Müzesi

Bakan Avcı, bu muazzam şahidi muhafaza ve ihya etmenin, ecdada ve tarihe karşı en önemli mesuliyetlerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu maksatla, muharebelere yer altından göğe kadar şahitlik etmiş olan Gelibolu Tarihi Alanı ile ilgili çalışmaları bir başkanlık çatısı altında koordine etmek üzere 2014 yılında çıkarılan kanunla Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmuştur. Başkanlığımızın asli misyonu milli birlik ve beraberliğimizin harcı olan Çanakkale Savaşlarının yaşandığı Gelibolu Yarımadası Tarihi Alanı'nın manevi, tarihi, kültürel ve doğal değerlerini geleceğe olan sorumluluk bilinciyle koruyup geliştirerek alanı bir açık hava müzesine dönüştürmektir."

Çanakkale Külliyatının Oluşturulması Hedefleniyor


Ecdadın bu mirasını gelecek nesillere doğru tanıtmanın en mühim hedeflerinden birisi olduğunu ifade eden Avcı, şunları kaydetti:

"Bu istikamette 2014 yılından itibaren tarihi alanda hızla restorasyon çalışmalarına başlanmış, alan planlamaları tamamlanmıştır. Aynı zamanda alanın bakımı, temizliği, onarımı vesaire konularda şüheda toprakları sahipsiz bırakılmamış, kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir. Ayrıca, muharebe dönemine yönelik araştırma ve kayıtları, yayın ve akademiya dünyasına kazandırmak ve bu şanlı mücadelenin tarihi ve manevi yönünü diri tutmak için başkanlık olarak Çanakkale ile ilgili önemli, yazılı, sesli, görüntülü yayın çalışmalarını gerçekleştirmiş böylece bir Çanakkale külliyatı oluşturulması hedeflenmiştir. "

TSK Adına Konuşma

18. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Yaşar Arslanhan da Karadeniz ve Marmara'yı Ege Denizi'yle kavuşturmanın heyecanıyla çırpınan boğazın mavi sularının, şehit kanlarıyla sulanan vatan topraklarının 102 yıl önce tarihin en büyük ve en zor sınavına tanıklık ettiğini hatırlattı.

Bu sınavın, vatanına ve canına kastedenlere karşı bile mertliğinden, dürüstlüğünden asla taviz vermeden ölüme gittiğini bile bile korkusuzca mücadele edenlerin, var olmakla yok olmak arasındaki ince çizgide ateş, barut ve kanla imtihanı olduğunu anlatan Arslanhan, şunları dile getirdi:

"Mahşerin her gün yeniden kurulduğu, tek düşüncesi namus bildiği vatanını müdafaa etmek olan şu an bile kalplerimizle hissettiğimiz kahraman Mehmetçik'in vahşet karşısında vahşetle sınavı. Öyle ki ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, o ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer, kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak boşanır sırtlara vadilere sağanak sağanak. Her biri ağır toplarla donatılmış, güzel çelik kalelerden oluşan dünyanın en seçkin donanma ve ordusunu vatan aşkı ve imanından başka neredeyse yiyeceği bile olmayan Mehmetçik'in süngüsü karşısındaki imtihanıdır bu ve nihayet Çanakkale, insan olmanın ulvi duygusu ve bilinciyle milletimizin yüzyıllardır kanla sulayarak kutsallaştırdığı bu eşsiz toprakları elinden almak için haince ve canavarca tuzak kuranlara karşı bile şefkati elden bırakmayanların, iki düşman olarak aynı siperde savaşıp can verdikten sonra koyun koyuna yatıp, dost olan kahramanların bize miras bıraktığı insanlık abidesidir."

(18.03.2017)

  • ç4.jpg
  • ç2.jpg
  • ç3.jpg
  • ç1.jpg