Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal: “6 bin dolar yakıt desteğini sezon sonuna kadar uzatacağız.”
Bakan Ünal: “Arkeolog, kütüphaneci ve sanat tarihçi kadrolarını da kültür paketimizle birlikte en kısa sürede açıklayacağız.”
Bakan Ünal: “Kahramanmaraş’ı Dublin gibi bir edebiyat şehri yapacağız.”
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal tarafından Türkiye genelinde başlatılan turizm çalıştayları devam ediyor. Türk turizminde yaşanılan sorunlarının masaya yatırıldığı turizm çalıştaylarında son durak Kahramanmaraş oldu.
Turizm sektörü ve sürdürülen kültürel çalışmalar hakkında Kahramanmaraş’tan müjdeler veren veren Bakan Ünal, turizm paketi kapsamında açıklanan yakıt desteğinin sezon sonuna kadar uzatıldığını söyledi.
Türkiye’nin kültürel değerlerine ayrıca önem verdiklerini dile getiren Bakan Ünal, Kahramanmaraş turizm çalıştayında yaptığı konuşmada kadro müjdesi de verdi.
Yeni bir kültür sanat yönetiminin ve yeni bir kültür paradigmasının ortaya konulacağı bir bakış açısıyla bir kültür paketi hazırladıklarını kaydeden Bakan Ünal, arkeolog, sanat tarihçileri ve kütüphanecilerin merakla beklediği bu pakette yeni kadroların da yer aldığını kaydetti.
Kahramanmarış’ı Dublin gibi bir edebiyat şehri yapacaklarını söyleyen Bakan Ünal, ilin turizm çeşitliliğini kendi içerisinde barındırdığını dile getirerek, çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakan Ünal’dan Kutlu Doğum Mesajı
“Peygamber Efendimiz, alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (sav) gönderildiği mübarek günü de içine alan kutlu doğum haftasının ilk günü olması vesilesiyle kutlu doğum haftasının bu ülkede bizim için sevginin, şevkatin, merhametin, iyiliğin, dayanışmanın kısaca insanlığın üzerinde yükseldiği tüm değerlerin güçlenmesine vesilesi olması temennisiyle başlamak istiyorum.
Efendimiz bizlere iyiyi kötüyü ayırt etmeyi, birbirimizle yardımlışmayı, paylaşmayı ve ahlakın güzellikleri, dürüslüğü, doğruluğu, erdemli davranışı göstermiş ve öğretmiştir. Hoş görünün en mükemmelini, insana saygının en yücesini, şevkat ve merhametin sınır tanımayan boyutunu, adaletin en güzel tatbikatını, hayıtımızı anlamlı kılan değerlerimizi, dünya ve ahiret dengesini, insan onuruna uyan yaşam sanatını bizlere göstermiştir.
Bu mukaddes günlerin peygamber efendimizin rehberliğinde birlik ve beraberliğimizi güçlendirmesini; İslamiyetin tüm dünyaya ışık tutmasını ve son günlerde özellikle bazı terör örgütleri, şiddet, nefret ve ölümler üzerinden İslamifobiyanın adeta kışkırtılmasıyla bir kardeşlik ve sevgi dini olan İslam dinine yönelik saldırıların ve algıların kırılmasını da bu çerçevede temenni ediyorum.
Bizlerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerek, kişinin sorumlulukları ve sadece üzerine vazife olan hususları idrak ederek ilgisini, enerjisini kendi alanına yönelterek yaşamasını sağlayacak bir nasip diliyorum.”
Turizmde Yakıt Desteği Sezon Sonuna Kadar Uzatıldı
“Angajman kurullarını ihlal eden ve milleyeti bilinmeyen bir uçağın angajman kurallarını ihlal etmesiyle birlikte turizmde bir süreç yaşamaya başladık.
Özellikle Rusya’dan Türkiye’ye 4,5 milyon turist gelmesi ve bu turistlerin yüzde 75’inin de Antalya'yı tercih etmesinin turizm açısından bir sıkıntı doğuracağı ortaya çıktı. Bunun akabinde daha sonra Sultanahmet, daha sonra Ankara saldırısı ve Türkiye’nin -son derece haklı- devlet olarak bir egemenlik hakkı olarak kendi sınırları içerisindeki silahlı unsurlarla mücadelesinin de bir uluslararası algı operasyonuna dönüştürülmesiyle birlikte Türkiye’nin uluslararası algısına ve imajına yönelik çok ciddi bir kampanya başlatıldı.
Turizm bir imaj ve algıdır. Dolayısıyla bizim ekonomimizin çok ciddi bir ayağını oluşturan, cari açığımızın yüzde 49’unu karşılayan ve 36 milyar dolarlık bir hacme sahip olan turizm alanında ortaya çıkabilecek herhangi bir sorunun hangi sonuçları doğuracağının da elbette farkındayız.
Hızlı bir şekilde ülkemize yönelik bu karalama kampanyasına, propagandaya hem Dışişleri Bakanlığımız, hem AB Bakanlığımız, hem yurt dışı temsilciliklerimiz, hem Tanıtma Genel Müdürlüğümüz, Yunus Emre Enstitümüz bütün bunların üzerinden yürütülen bu karalama kampanyasına yönelik bir karşı çalışma başlattık.
Turizm sektörümüzün bu süreçten zarar görmemesi için de bir turizm destek paketi açıkladık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile birlikte de gelecek hafta turizm sektörümüze yönelik küçük bir turizm istihdam paketi açıklayacağız.
Bütün dünyadan Türkiye’ye gelen Alanya, Muğla, Antalya, İzmir ve Kütahya Zafer Havaalanına gelen bütün uçaklara 6 bin dolar yakıt desteği açıkladık. İzmir ve Kütahya Zafer Havaalanına gelen charter (tarifesiz) seferlere, Alanya, Antalya ve Muğla’ya gelecek olan bütün uçaklara 6 bin dolar yakıt desteği açıklamıştık Nisan-Mayıs ayları için ve şimdi buradan bir müjde olarak bu desteğin sezon sonuna kadar uzatıldığını ve Eylül ayına kadar bu desteğin sürdürüleceğini paylaşmak istiyorum.”
Arkeolog, Kütüphaneci ve Sanat Tarihçilerine Kadro Müjdesi
“Kültür alanını da elbette ihmal etmemeliyiz. Biz bir kültür paketi hazırladık. Kültürle ilgili ayrı bir reform paketi açıklayacağız demişti Sayın Başbakan’ımız.
Yeni bir kültür-sanat yönetiminin ve yeni bir kültür paradigmasının ortaya konacağı bir bakış açısıyla bir paket hazırladık.
Bu paketi duyuracağımızı iki kez ilan ettik ama maalesef programdan kaynaklanan ya da Türkiye’nin zaman zaman gündeminin değişmesinden kaynaklı olarak bu paketimizin açıklanması biraz ertelendi.
Bu paketli ilgili haber bekleyen özellikle arkeolog, sanat tarihçi ve kütüphanecilikle ilgili kadro bekleyenlerde haklı olarak bu paketin ne zaman açıklanacağını ve kendileriyle ilgili kadroların ne zaman açıklacağını hep merak ettiler. Buradan ben arkeolog, kütüphaneci ve sanat tarihçi kardeşlerimize de inşallah önümüzdeki süreçte, en kısa sürede bunun da açıklanacağını Kahramanmaraş’ımızdan paylaşmak istedim.”
Şehrin Hafızası ve O Hafızanın İnşa Ettiği Kimlik Önemlidir
“Duygusal olmakla duyarlı olmak arasında çok ince çizgi vardır. Duygusal olmak sizi yanıltır, ama duyarlı olmak insanı yüceltir. Kültür ve sanat insanın duyarlılığını ortaya çıkarır.
Kültür ve sanat insanın kendini ifade etme biçimidir. Sanat görsel sanatlarda ayrı bir şekilde ortaya çıkar, sahne sanatlarında ayrı bir şekilde kendisini ortaya koyar, geleneksel sanatlarda ayrı bir şekilde ortaya çıkar. Tiyatronun ayrı, kalemin ayrı, şiirin ayrı bir dili vardır.
Kişi bu dili öğrendiği zaman üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi, ‘Sıkıntısını sade bir şekilde anlatana dertli diyoruz ama insan sıkıntısını şiirle anlattığında ona şair diyoruz.’ o acıyı hangi dille ifade ettiği önemli.
Abdulrahim Karakoç Mihriban’da bir duyguyu anlatırken, ‘Lambada titreyen alev üşüyor.’ diyebiliyorsa bu duygu ancak bu şekilde ifade edilebilir diyorsunuz.
Bir tarafta kalbindeki aşkın kendisini yakmasıyla birlikte ama yanlızlığında verdiği üşümeyi ancak 'lambada titreyen alev üşüyor' diye anlatabilirsiniz.
Sanat ve sanatın getirdiği duyarlılıktır bu. Kültürsüz topluluk yoktur. Kültür en basit tanımıyla bir toplumun yaşam biçimini tamamını ifade eder. O kültürün niteliği, kalitesi, sanat üretme kapasitesidir önemli olan.
Bizim şehirlerimiz kültür-sanat üreten ve üretirken aynı zamanda o kültür-sanatın yetiştirdiği şairlerle, sanatçılarla, mimaride ortaya çıkan insan kaynağı ile ortaya çıkıyor. Şehrin hafızası ve o hafızanın inşa ettiği kimlik önemlidir.”
Bir Toplumun Hafızasını Silerseniz Onu Yok Edersiniz
“Bir insan hafızasını kaybettiğinde onun hafızasından bahsedilemez. Bir insanın hafızasını silerseniz onu yok etmiş olursunuz. Eğer bir toplumun hafızası ile oynarsanız ve o hafızayı yok ederseniz o toplumun kimliğini, kültürünü, sanatını yok edersiniz.
Dolayısıyla kültürel miras, bizim kim olduğumuz, düşünce dünyamızın nereden beslendiği çok önemlidir.
Zihin dünyamızın yapı taşları kelimeler ve kavramlardır. Bunların içini de işte o var olan tefekkür dolduruyor.
Biz güzel adamlar tanıdık bu adamlar ümmiydi ve çoğu okuma yazma bilmezdi ama bu insanlar feraset, hikmet, irfan ehliydi. Bu toprakların bir özelliği var; hangi inançtan olursa olsun sözünde mutlaka bir hikmet bulursunuz. Bu topraklarda büyük bir irfan geleneği vardır.
Aşık geleneğini bugüne taşıyan temel pınar, akış, mecra alevi geleneğidir. Hikmetin irfanın, Hacı Bektaş’ın deyişlerine baktığınızda, Nesimi’yi dinlediğinizde ayrı bir yere sizi götürür.
Son yüzyılda hafızamızın zarar görmesiyle çok kültürlülüğün, çok inançlılığın birbirine düşmesiyle birlikte oluşmuş sıkıntılar yumağı var. İnsan korkmaya başladığında kendine benzeyenleri çoğaltmaya başlar. Korkmaya başladığında güven sorunu yaşar ve güven sorunu yaşadığında ise kendine benzeyenlerle olmak ister.
Kültür ve sanat çok yönlülüğü gerektirir. Bu coğrafya binlerce yıl Süryanisinden Alevisine, yüzlerce yıl Alevisinden Sünnisine birlikte yaşam kültürüne ev sahipliği yaptı. Ama ne zaman ki hafızamız zarar gördü, ne zaman ki bu topraklarda kaygı, korku ve endişe arttı işte o zaman düşmanlıklar ve nefret artmaya başladı.”
Toplumsal Kimliğimizi Tek Bir Etnik Kimliğin İçine Hasederseniz Yazık Edersiniz
“Birbirimizle konuşacak kadar cesur olmak zorundayız. İletişim ve diyalog farklılıklar arasında yürütülen bir etkinliktir.
Bugün dünya da bu temel sorunla karşı karşıyadır. Bizim kendi farklılıklarımıza, kimliğimize sahip çıkmamız gerekiyor. Ancak o kimlik bir etknik kimlik değildir. O kimliği bir etnik kimliğin içine hapsederseniz yazık edersiniz.
Bugün Kürt kimliğini alıp, Marksist-Leninist ve terörü, şiddeti, silahı çözüm yolu olarak gören, peygamber sevgisini bilmeyen, Diyarbakır’ın sırlarına vakıf olmayan bir anlayış o büyük kimliği bir etknik kimlik haline getirmeye çalışıyor. Bir ulus kimliği haline getirmeye çalışıyor. Bu 50-60 yıl önce denendi ve bu tek tipleşme projesinin acısını dünya yaşadı ve yaşıyor. Bizim bu topraklarda inşa ettiğimiz bir birliktelik, kardeşlik var.”
Güneş, Kum ve Denizi Turizm olarak Görmek Doğru Olmaz
“Kültürel yapıyı insana ait olanı ihya ve inşa etmemiz gerekiyor ki duyarlılığımızı yeniden inşa edelim. Bizim misafirlerimiz olduğunda o efsanevi misafirperverliğimizi gösterelim.
Turizm insanın yeni yerler, yeni duygular keşfetme arzusudur. Bizim ‘Tedbili mekanda ferahlık vardır.’ sözümüzde olduğu gibi o mekan değiştirme arzusunun bir sonucudur turizm.
İşte o zaman misafirlerimiz geldiğinde o büyük medeniyetin zenginliğini sunabiliriz. O zaman bir kültür ekonomisi ortaya çıkar o zaman gerçek anlamda bir turizm faaliyetinden bahsedebiliriz. Sadece güneş, kum, denizi turizm olarak görmemiz doğru olmaz.”
Kahramanmaraş’ı Dublin Gibi Edebiyat Şehri Yapacağız
“Türkiye büyük bir hazienin üzerinde oturuyor. Türkiye dünyanın en büyük açık hava müzesidir. Sağlık, inanç, yayla, spor turizmi gibi birçok alanda şu anda ürün çeşitliliğine gidiyoruz. Kahramanmaraş da bu ürün çeşitliliğini kendi içinde barındırıyor. Kahramanmaraş’ımız kültür. sanat ve turizm açısından son derece avantajlıdır.
Türkiye’nin tamamını dolaşarak yeni bir çerçeve oluşturuyoruz. Krizler her zaman yeni fırsatlar oluşturur kendi içinde. Bu süreci biz yeniden yapılanma süreci olarak görüyor ve bunları gerçekleştireceğimize inanıyoruz.
Bu şehrin güzelliklerini öne çıkartalım. 13 milyar yatırım yapıldı bu şehre ve 8 milyar dolar yatırım da şu anda devam ediyor Kahramanmaraş’ta. 2020 de bu şehri bölgenin önemli bir cazibe merkezi haline getirmeyi planlıyoruz. Dört dörtlük bir şehir yapmayı hayal ediyoruz. UNESCO yaratıcı şehirleri arasında Kahramanmaraş’ımızı Dublin gibi edebiyat şehri yapmaya çalışıyoruz.
Roma gibi bu şehri dondurmasıyla öne çıkarmak için büyük bir festival yapacağız. Bu şehir sağlık alanında iyi bir alt yapıya sahip olduğu için sağlık turizminde de gelişecek.
Bu şehre değer verelim, sevelim, ihtiyacı olan eksiklikleri de hep birlikte giderelim. Bu şehre aşık, dertli insanları var bu şehrin. Biz bu şehrin dertleri ile dertleneceğiz, kendi nefsimizin dertlerine düşmeyeceğiz.”
09.04.2016