Bakan Ömer Çelik: “Demokrasi Tarihimizde Verdiğimiz Mücadelelerde Yitirdiğimiz Şehitlerimizi Ebediyen Yaşatmak İçin Buradayız."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yassıada ve Sivriada’da gerçekleştirilen "Demokrasi ve Özgürlük Adaları Projesi"nin temelini attı. Temel atma törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in yanı sıra siyaset dünyasından birçok isim ile Adnan Menderes’in gelini Ümran Menderes ve Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali de katıldı.
Törende bir konuşma yapan Bakan Ömer Çelik, "Bu milleti kendisine muallim olarak kabul etmeyen, onu hep acemi, hep çırak olarak görmeye alışmış kesimler ders almamakta ısrar edip durdular." dedi.
Projeyle Niyetimiz; Toplumumuza Geçmişten Aldığı Referanslarla Bir Gelecek Vizyonu Sunabilmek
“Bu tarih; milletin aklıyla alay edenlere, milleti hor ve hakir görenlere, onu yıllarca iradesiz bırakmaya çalışanlara, onun değerlerine sırt çevirenlere ve hülasa bu milleti temsil konusunda zaaf içinde olanlara verilen büyük ve ibretlik bir dersin tarihidir.
Bu milleti kendisine muallim olarak kabul etmeyen, onu hep acemi, hep çırak olarak görmeye alışmış kesimler ders almamakta ısrar edip durdular.
Bu nedenle bugün yaşananları toplumumuzun gözleri önünde mücessem hale getirmek, demokrasi tarihimizde verdiğimiz mücadeleleri unutturmamak ve bu mücadelelerde yitirdiğimiz şehitlerimizin isimlerini ve hatıralarını ebediyen yaşatmak için buradayız.
Tarihte yüzyıllar boyu bir sürgün yeri olarak kullanılan ve 54 yıl önce demokrasimizin büyük kahramanları merhum şehitlerimiz Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın şehadetleriyle sonlanan yargılamaların yapıldığı Yassıada, Sivriada ile birlikte demokrasi ve özgürlük adaları olarak yapılandırılacaktır. Yassıada’da bu vurguyu yansıtacak şekilde 27 Mayıs tarih platosu, müze alanı ve demokrasi parkı kurgulanmıştır.
27 Mayıs platosu ziyaretçilerin 27 Mayıs darbesi sonrası Ada’da yaşanan yargılamaları gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri ve bunu hissetmenin bütün bir gençliğe yayılması maksadıyla tasarlanmıştır.
Yargılama sürecinde kullanılmış yapıların restore edilerek yeniden işlevselleştirildiği bu bölgede başta merhum Başbakanımız Adnan Menderes olmak üzere onunla beraber olanların burada yaşadıkları görsel ve fiziksel anlatımlarla işlenecektir.
Yargılamaların yapıldığı spor salonunda, koğuşlarda ve diğer alanlarda holografi gibi özel teknikler kullanılarak yapılacak canlandırmalarla ziyaretçilerin o dönemi adeta içinde yaşıyormuşçasına tecrübe etmelerine imkan sağlanacaktır. O döneme ait belge, doküman ve eşyalardan oluşan seçkin bir koleksiyon adada planladığımız demokrasi müzesinde sergilenecektir.
Müzenin içinde barındırdığı tarihi objelerle geçmişi, mimarisindeki modern ve geometrik formlarıyla da geleceği yansıtacak şekilde kurgulanmasına özel bir önem verdik.
Bu yaklaşımın altında bu projeyle Ada’nın toplumumuza geçmişten aldığı referanslarla bir gelecek vizyonu sunabilmesi yönündeki arzu ve niyetimiz yatmaktadır. Bu nedenle milletimizin o dönemde yaşadığı en acı tecrübelerden biri olan 27 Mayıs'ı ve o dönemde yaşananları bu proje ile bir ibret abidesi haline dönüştürmek istedik. Bu abidenin en temel unsurlarından birisi 24 metre yüksekliğinde sadece Ada’ya değil demokrasimizin geleceğine de ışık tutacak bir demokrasi feneri inşa etmek olacaktır. Zamanla bu fener, Adaların ve demokrasi zaferimizin simgesi haline gelecektir.
Bu İki Ada, İstanbul'un Önemli Demokrasi Kültürü ve Hafıza Merkezi Haline Gelecek
“Ayrıca Ada demokrasi alanında araştırma yapmak isteyenler için aynı zamanda bir araştırma merkezi olarak tasarlanmıştır. Bu maksatla demokrasi arşivi tarihine ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu zengin bir arşiv ile 500 kişilik bir konferans salonu projede yer almaktadır.
Benzer amaçlara hizmet edebilecek şekilde bir kongre merkezi Sivriada'da planlanmıştır. Böylece halen atıl durumda bulunan bu iki Ada, İstanbul'un önemli demokrasi kültürü ve hafıza merkezi haline gelecektir.
Bizler tarihe saygıyı, onu tozlu kalıntılar altında unutmaya terk etmek şeklinde değil, o tarihi günümüzde canlı ve yaşanabilir hale getirmek şeklinde anlıyoruz. Bu nedenle hazırladığımız projeyle bir yandan Adaların tarihi ve doğal dokusu aslına uygun şekilde muhafaza edilirken öte yandan bu Adalara kültürümüze ve sosyal yaşantımıza mümkün olduğunca katkıda bulunabilecekleri bir işlevsellik kazandırmak istiyoruz.
Yassıada Demokrasi ve Özgürlük Adası’nda sadece ülkemizdeki değil aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinde yaşanan demokrasi tecrübelerine ilişkin önemli olayların ve şahsiyetlerin tanıtılmasına ve demokrasi bilincinin artırılmasına yönelik sempozyum ve çalıştay gibi etkinlikler de yapılacaktır.
Bu vesileyle merhum Aydın Menderes ile yaptığımız bir sohbette dile getirdiği bir konunun bana verdiği ilhamı burada zikretmek isterim. Yassıada yargılamaları yapılırken bazı hukuk fakültelerinin hocaları, 'Eğer bunları idam etmezseniz darbe meşruiyetini kaybeder.' demişlerdi. Buna bir karşılık olarak, demokrasiye sadakatin ve hukuk devletine sadakatin gereği olarak keşke hukuk fakültelerimizin mezuniyet sonrası yemin törenleri Yassıada'da yapılsa ve bu tarihsel vefa gösterilse. Böylece insan hakları, özgürlükler ve demokrasinin insanlığın topyekûn çabasıyla hayat bulan müşterek bir miras olduğu gerçeği vurgulanacaktır. Bu vurgu, bu mirasın muhafazası noktasında da topyekûn bir çabayı zorunlu kılmaktadır.
Demokrasi ve Özgürlük Adası'nda Yakacağımız Fener Dünya Milletlerine de İlham Verecek ve Yol Gösterecek
“Oysa günümüzde kendi demokrasilerinin müdafaası uğruna savaşlar veren ve özgürlüklerin savunuculuğunu yaptıklarını iddia eden kimi devletlerin, demokratik yönetimlerin birer birer rafa kaldırılıp insan haklarının sahipsiz bırakılması karşısında kendilerinden beklenen tepkiyi vermediklerini görmekteyiz.
Yine bugün bir gazetede, görevden alınan bir savcının hükümetimizi kastederek; 'Demokrat Parti ve Menderes Hükümeti'nden bile ileri işler yapıyorlar, bir gün müebbetle yargılanacaklar.' demesi aynı vesayetin ve aynı katliamcı mantığın devam ettiğini göstermektedir.
Bu nedenle ülkemizin demokrasi adına ve insan hakları namına sergilemekte olduğu sağlam duruş, aynı zamanda etrafımızda bulunan ülkelerdeki sancılı demokrasilerinden ve çevremizdeki çeşitli halkların sıkıntılarla başa çıkmalarında şiddete başvurmadan demokrasi mücadelesi vermenin güzel bir örneği olarak yol gösterici olacaktır. Bu noktada Yassıada Demokrasi ve Özgürlük Adası'nda yakacağımız fener, dünya milletlerine de ilham verecek ve yol gösterecektir.
Demokrasi tarihimizde kendi dinamiklerimizle katettiğimiz yol hiç de azımsanacak bir yol değildir. Son 65 yılda açık oy gizli tasniften kendi cumhurbaşkanını doğrudan seçecek bir milli iradeye kavuştuk.
Dik Duruşlarıyla Demokrasimizi Bugünlere Taşıyan Kahramanlara Ebedi Şükranlarımızı Sunuyoruz
Amerikan bağımsızlık bildirgesinin mimarlarından Thomas Paine, özgürlüklerin semeresini almak isteyenlerin onu desteklemenin yorgunluğuna da katlanmaları gerektiğini söyler. Milletimiz bu yola çıkarken bugün sahip olduğumuz özgürlüklerin ve ulaşmış olduğumuz demokrasi düzeyinin yorgunluğunu fazlasıyla göze almış ve faturasını fazlasıyla ödemiş bir millettir.
Bu nedenle bugün burada acı bir hatırayı hürmetle yad ederken aynı zamanda hiç de kolay kazanılmamış bir demokrasi zaferini de kutluyoruz. Bu vesileyle milletimizin özgürleşmesi adına cephede canlarını veren şehitlerimiz kadar bu kutlu demokrasi mücadelesi yolunda hayatlarını feda eden şehitlerimizi de rahmet ve minnetle anıyoruz. Dik duruşlarıyla demokrasimizi bugünlere taşıyan kahramanlara ebedi şükranlarımızı sunuyoruz.
Bugün burada başlattığımız çalışma Şehit Başbakan’a ve seleflerimiz olan Şehit Bakanlara ve onların kader arkadaşlarına, Demokrat Parti camiasına vefamızın anlamlı bir ifadesidir. Milletimizin şehitlere olan duasına anlamlı bir karşılık verme gayretidir.
Bu vesileyle bu Adaların demokrasi ve özgürlük Adaları olarak yapılandırılması, Şehit Başbakan ve Şehit Bakanlara bir vefa alanı olarak düzenlenmesi fikrini ortaya koyan ve ilk günden itibaren sürecin her aşamasını takip eden Sayın Cumhurbaşkanı’mıza zat-ı devletlerine şükranlarımızı arz ediyoruz.
Ayrıca Sayın Başbakanımız selefi Şehit Başbakan’a olan vefasını göstererek bu projenin her aşamasında bizi desteklemiş ve teşvik etmiş, burayı millet kimliğimizin güncelleneceği bir alan olarak yapılandırmamıza büyük destek vermiştir. Bu nedenle kendilerini selefleri olan Şehit Başbakan’a gösterdikleri vefa ve bugün bu töreni onurlandırdıkları için saygılarımızı arz ediyoruz.
Sürece katkı sunan çok değerli isimler var. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’ye, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB camiasına teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın talimatlarıyla bu projeyle özel olarak ilgilenen ve sıkıntıların aşılmasında her aşamada gayret sarf eden AK Parti Ankara Milletvekili Sayın Mücahit Aslan’a ve bu törenin tarihsel anlamına uygun şekilde gerçekleşmesi için büyük çaba gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’ya, partimizin Samsun Milletvekili adayı Çiğdem Karaaslan’a -bu Ada’daki gerçekleşecek projeyi oluşturdu- teşekkür ediyoruz.”
Demokrasi ve Özgürlük Adaları Projesi temel atma töreni, 14 Mayıs'ın Demokrat Parti'nin iktidara gelişinin yıl dönümü olan 14 Mayıs’ta gerçekleştirildi.
(14 Mayıs 2015)