BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


YAŞLILARIMIZ ZENGİNLİĞİMİZDİR

 
Bakan Ömer Çelik: “Yaşlılar Gençlerle Geçmişimiz Arasında Doğru Bağları Kurabilmek Açısından Çok Büyük Bir Zenginliktir.”
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara ve Hacettepe Üniversiteleri ile Anadolu Ajansı’nın işbirliğiyle düzenlenen “'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'”ne katıldı.
 
Kongrede konuklara hitap eden Bakan Ömer Çelik, termal turizm bölgelerinin geliştirilmesi için Bakanlık olarak çok özel stratejiler yürüttüklerini kaydetti.
 
Dünyada Bu Kadar Çok Savaşın Olması Yaşlı ve Tecrübeli İnsanların Yeterince Söz Söylememesinden Kaynaklanıyor
 
“İnsanlık tarihine baktığımızda yaşın ve yaşlılığın hayatın doğal bir aşaması olmaktan çıkarılıp sosyolojik bir kavram haline getirilmesi modern bir meseledir. Yaş ve yaşlılık -bundan 100-200 yıl önce- düşünce hayatımıza, felsefe hayatımıza girmeden evvel hayatın doğal bir uzantısı olarak ve insanlığın, toplumun zenginliği olarak kabul edilirdi.
 
Kapitalist üretim biçimiyle birlikte, ondan önce merkantilist üretim biçimiyle birlikte fiziki kuvvet, kas kuvveti ve insan bedeninin ekonomiye dönüşmesi, üretime dönüşmesi konusundaki akım yaş ve yaşlılığı bir tür yük olarak görme, onu bir sosyolojik kategori olarak, bir sorun olarak anlamlandırma sürecine dönüştü.
 
Tabii bu bahsettiğimiz dönem insanlık tarihinde 200 yıllık bir dönem. Bizim tartıştığımız sorunların büyük bir kısmı da bu 200 yıllık kavramsallaştırmaya dayanıyor. Halbuki bugün geldiğimiz noktada bütün bu kavramları, bütün bu sorunları yerli yerine oturtmak ve bunların gerçek anlamları üzerinde yeniden düşünmek zorundayız.
 
Biz devletimizin bin yıllık olmasıyla övünüyoruz, silahlı kuvvetlerimizin 2 bin 200 yaşında olmasıyla övünüyoruz, Topkapı’nın, Ayasofya’nın, Sultan Ahmet’in yaşıyla övünüyoruz. Dünyanın her yerine koyduğumuz eserlerin yaşıyla övünüyoruz, kütüphanelerimizdeki büyük birikimle övünüyoruz.
 
Fakat bütün bunların hepsinin varlık sebebi olan insan konusuna geldiğimizde yaş meselesini sanki bir sorun olarak algılıyoruz. Bu bir modern hurafedir. Bu insanlığa söylenmiş en büyük yalanlardan bir tanesidir. Aslında belki de dünyanın bu kadar kötü olması, dünyada bu kadar çok savaş olması, bu kadar çok kavga olması yaşlı ve tecrübeli insanın dünya üzerinde yeterince söz söylememesinden kaynaklanıyor.
 
Eğer dünyanın üzerinde yaşlı insanlar daha çok söz söyleseydi, birikim, tecrübe, hikmet, irfan, adalet, hakkaniyet bu duygular belki daha çok hakim olacaktı.
 
Şeb-i Arus’a yaklaşıyoruz. Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü vardır, der ki: ‘Gencin ancak aynada görebildiğini ihtiyar tuğlada görür.’ Yani tecrübesiyle onun aynanın ışığına ve aynanın yansımasına ihtiyacı yoktur. Bütün bir hayatı yaşamıştır ve büyük bir birikimle görür.
 
Bizim o sebeple yaşlılık meselesini bir sorun olarak algılamaktan ziyade bir zenginlik olarak algılamamız lazım.
 
 
Yaşlılar Gençlerle Geçmişimiz Arasında Doğru Bağları Kurabilmek Açısından Çok Büyük Bir Zenginlik
 
Burada yaptığımız toplantının bu açıdan çok büyük bir önemi var. Dünyada bu meseleler şu kavramlarla tartışılıyor: Yaşlı insanlar var, bunların sağlık problemleri var, bunların sağlık problemlerinden biz, ülkedeki maliyeti nasıl azaltırız ya da başka ülkelerin yaşlı insanlarının sağlık ihtiyaçlarına cevap vermek için bunu fırsata nasıl dönüştürürüz.
 
Biz sadece bu kavramlarla bakmıyoruz. Biz şöyle bakıyoruz aynı zamanda: Nasıl ki genç insanlar zenginliğimiz ise geleceğimizi belirleyecek unsurlar ise, yaşlı insanlar da bugünün dünyasına adalet katabilmek, hakkaniyet katabilmek ve genç insanlarla geçmişimiz arasında doğru bağları kurabilmek açısından çok büyük bir zenginliktir.
 
Dolayısıyla yaşlılığı sosyolojik ya da ekonomik bir sorun alanı olarak değil bir zenginlik alanı olarak tanımlamamız gerekiyor.
 
Bir gün merhum Aşık Veysel’e diyorlar ki -biliyorsunuz o saz çalarken elini perdede gezdirmez, sabit bir yere koyar ve çalardı- : ‘Bütün ozanlar  elini perdede gezdirirken siz hiç gezdirmiyorsunuz, sabit bir yere koyup çalıyorsunuz, niye böyle yapıyorsunuz?’ Aşık Veysel, ‘O elini perdede gezdirenler benim bu perdede tuttuğum yeri arıyorlar.’ cevabını veriyor.
 
İşte yaşlı, o perdede elini nereye dokunduracağını bilen kimsedir. Tecrübe böyle bir şeydir. Bizler hepimiz elimizi perdede gezdirirken, onlar bize küçük bir hikmetle, küçük bir zarafetle doğru yolun ne olduğunu gösteriyorlar.
 
Dolayısıyla burada ana kavramsallaştırma: Biz bir sorun alanından bahsetmiyoruz, bir zenginlik alanından bahsediyoruz ve bu zenginlik alanını toplumumuza nasıl daha çok kazandıracağımızdan bahsediyoruz.
 
Kuşkusuz bunun için almamız gereken tedbirler ve geliştirmemiz gereken yöntemler var. Hem dünya hem Türkiye için var.
 
Şimdi Fatma Şahin Bakanımız, Bakanlığı döneminde bütün o mütevazı kişiliğiyle çok büyük işler yaptı. Fakat bizi terk etti Gaziantep’e belediye başkanı oldu. Ama tek tek anlattığında, ne kadar mütevazı, her yaşlı insanın kızı gibi bir Bakanlık dönemi geçirdi. Meselelere ne kadar hakim olduğunu ve ne kadar insancıl bir perspektifle baktığını da görüyorsunuz. Sadece onun bakış açısı bile devletimize, hükümetimize, toplumumuza ve birikimimize çok şey kazandırdı, büyük hizmetler yaptı. Kendisini bir kez daha kutluyoruz.
 
Biz, aynı bu bakış açısının omurgasının teşkil ettiği gibi bu meseleye bir sorun olarak bakmıyoruz, bir zenginlik olarak bakıyoruz.
 
 
Termal Turizm Bölgelerinin Geliştirilmesi İçin Çok Özel Stratejiler Yürütüyoruz
 
Geçmiş yüzyılların en büyük problemi, insanların yaşlılığını yaşayamadan gitmeleridir. Biz hani ‘Eski topraktır, atlatır bu vartayı.’ deriz genelde. Ama artık eski toprakların yeni hastalıklar ve yeni tehditler karşısında yeni yöntemlerle korunması gerekiyor, bu toplumun zenginliğinin korunması bakımından.
 
65 yaş üzerindeki bireylerin sayısının 2050 yılında 2 milyarı bulacağı düşünülüyor. Dolayısıyla gelişmiş ülkelerin tümünde bu zenginliğin nasıl korunacağı, nasıl daha sağlıklı yaşatılacağı, bu birikimin topluma nasıl aktarılacağı yönünde yeni tartışmalar yapılıyor. Bizim bugün burada başlattığımız tartışma da böylesi bir tartışmadır.
 
Kuşkusuz biz ülke olarak insanların yaşlılık dönemlerini en verimli geçirmeleri için her bakımdan gereken imkanlara sahibiz. Nasıl ki turizmi deniz-kum-güneş olarak anlamıyorsak sadece, çok daha geniş bir boyutta algılıyorsak, yaşlıların ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini de artık kaplıca düzeyinde anlamıyoruz. Çok daha komplike bir boyutta algılıyoruz. Hem Saygıdeğer Rektörümüz, hem Sayın eski Bakanımız bununla ilgili çok detaylı, kapsamlı açıklamalar yaptılar.
 
Biz bu hizmetlerin verilmesi açısından Güney Marmara, Güney Ege, Frigya ve Orta Anadolu’da termal turizm bölgeleri ilan ettik ve bu bölgelerin geliştirilmesi için Bakanlık olarak çok özel stratejiler yürütüyoruz.
 
Ayrıca burada konuştuğumuz konunun Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve Eylem Planı 2007-2013 kapsamında daha da geliştirilmesi için yeni eylemlere imza atacağız.
 
Bütün dünyada özellikle Avrupa’da sağlık ve termal turizmi bakımından ülkemizin birinci varış noktası olması için stratejiler geliştiriyoruz. Bunun yanı sıra, Frigya, Troya, Aphrodisias Kültür ve Turizm Gelişim Bölgeleri de ilan edilmiştir. Tüm bunlar burada konuştuğumuz meselelerin hangi somut sahalarda pratikleşeceğiyle ilgili aslında bir hazırlığımız olduğunu gösteriyor.
 
Tabii bütün bunların bir zenginliğe çevrilmesi adına Türkiye ‘3. Yaş’ olarak tabir ettiğimiz 50 yaş üstüne daha çok hizmet vermek, daha yeni politikalar üretmek için yurt dışında tanıtım faaliyetlerini artıracak. Ayrıca özellikle bu kongrenin tanıtımıyla ilgili yeni çalışmalar yapacağımızı, bunu tanıtım stratejimizin bir parçası haline getireceğimizi belirtmek isterim.
 
Tabii dünyada ileri yaş turizmi arttıkça insanların sağlıklarına verdikleri önemin de altı daha çok çiziliyor. Bunun sağlık teknolojisindeki gelişmelerle birlikte dünya üzerinde turizm kavramını da yenileyen ve bu konunun üzerinde yeniden durmamızı gerektiren yönleri var.
 
Artık bugün yeri geldiği zaman bu konulardan bahsettiğimizde, turizm dediğimizde sadece gezip tozmaktan ve ekonomiden bahsetmiyoruz. Bir insani diplomasiden bahsediyoruz. Yeri geliyor kültürel diplomasi oluyor, yeri geldiği zaman ekonominin bacasız sanayisi oluyor, yeri geldiği zaman bir inançtan, sağlıktan bahsetmiş oluyoruz. Bütün bunların iç içe girdiği bir alan.
 
Bu alanda yapacağımız yatırımlar, bu alanda geliştireceğimiz yöntemler de diğer alanlarda da katalizör görevi görecektir.
 
Geçenlerde bir televizyon kanalında, bu konuyla ilgili bir üniversitemizin yaptığı bir çalışmaya denk geldim. Orada bunu sanki bir ulusal güvenlik meselesi, ulusal güvenliği tehdit eden büyük bir mesele olarak sadece ekonomik yönüyle, bir nebze sağlık sektörüne yük olacak taraflarıyla inceliyorlar.
 
Tabii ki biz böyle bakmıyoruz. Her meselenin sağlık sektörüne, ekonomiye olan etkisi söz konusudur. Gençlik de eğitim meselesi de öyledir. Ama biz bu insanların tecrübesini, bu birikimimizi nasıl fırsata çeviririz, bir tecrübeye, birikime çevirebiliriz, nasıl zenginliğe dönüştürebiliriz diye bakıyoruz.
 
Bundan sonra da bakışımız bu şekilde olacak. Sizin yaptığınız bu çalışmalara her zaman destek vereceğiz, bunun daha çok tanıtılması, daha çok büyütülmesi için elimizden gelen katkıyı vermeye çalışacağız. Bu konferansın hazırlanmasında emeği geçen herkesi kutluyorum.”
 
(15.12.2014)
 
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'
  • 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi'