BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


NİTELİKLERİ ARTIRILAN 5 YENİ GEZİCİ KÜTÜPHANE GERÇEKLEŞTİRİLEN TÖRENLE HİZMETE SUNULDU

 
Hedeflerini sürekli yükselten Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu kez kütüphaneleri toplumun her kesimine hitap eden kurumlar haline dönüştürülmesi ve niteliklerinin yükseltilmesi için atakta… Nitelikleri artırılan beş yeni gezici kütüphane daha bugün gerçekleştirilen törenle hizmete sunuldu.
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in talimatıyla hazırlanan ve her türlü koşulda kitapseverlere hizmet sunmayı amaçlayan araçların anahtarları yine Bakan Ömer Çelik tarafından gideceği illerin sorumlularına teslim edildi.
 
Bakan Ömer Çelik, anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada gezici kütüphanelerle ilgili ilkokul yıllarına ait bir de anısı anlattı.
 
Okumak; Hayata Soru Sormak ve Hayatın Bize Verdiği Cevapları Doğru Algılamak İçin Ömür Boyu Sürdürülmeli
 
 
“Dün akşam bu törenin yapılacağı duyulunca Twitter’da herkes bir gezici kütüphane ile ilgili anısı olanlar anılarını paylaşmaya başladı. Benim de zihnim geriye gitti, ‘Ben hiç hayatımda bir gezici kütüphaneye, seyyar kütüphaneye gittim mi, girdim mi?’ diye. Bir kere hatırlıyorum ilkokuldayken ben okulun önüne böyle bir otobüs gelmişti -ama bunlar gibi değildi tabii o otobüsler- oradan kitap almıştım.
 
Sonra hafızam daha da tazelendi, bir kart vermişlerdi bize, o kartla oraya girmek ve bir kitap almak etkilemişti beni ve eve gidip anlatmıştım annemle babama. Fakat o kütüphane, gezici kütüphane Bakanlığa mı aitti, hangi kurumdan gelmişti şimdi çok iyi hatırlamıyorum ama, resmi bir kart vererek o kütüphaneye girdiğimi çok iyi hatırlıyorum. Aldığım kitabı da hatırlıyorum, dolayısıyla böyle bir anım var.
 
Umarım bundan sonrasında da bu kütüphanelerden faydalanacak çocuklar, genç kardeşlerimiz çok güzel anılara sahip olurlar.
 
Bizim açımızdan okuma faaliyeti hayat boyu sürmesi gereken bir faaliyettir. Sadece öğrenmek için değil, sadece bilgi sahibi olmak için değil, sadece kariyer basamaklarında yükselmek için değil, hayata soru sormak için ve hayatın bize verdiği cevapları doğru biçimde algılayabilmek için tüm ömür boyu sürdürülmesi gereken bir faaliyet.”
 
Kütüphanelerin Toplumun Her Kesimine Hitap Eden Kurumlar Haline Dönüştürülmesi ve Niteliklerinin Yükseltilmesi Bakanlığımızın Öncelikli Hedefleri Arasında
 
 
 
“Belki çok daha görkemli törenlerle açtığımız başka işler oluyor, bir bakıma çok daha şatafatlı törenler yaptığımız, daha görkemli binalar kurduğumuz işlerimiz oluyor ama, doğrusunu söylemek gerekirse şunu ifade etmek isterim ki bu Bakanlığın yaptığı en anlamlı faaliyetlerden bir tanesi bu.
 
Kütüphanelerin toplumun her kesimine hitap eden kurumlar haline dönüştürülmesi ve niteliklerinin yükseltilmesi Bakanlığımızın öncelikli hedefleri arasında. Ülkemizde halk kütüphaneleri, üniversite kütüphaneleri ve özel amaçlı kütüphanelerin sayılarının artırılması ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde modernleştirilerek yeniden yapılandırılmaları için kuşkusuz yoğun bir çaba ve kaynak harcanıyor.
 
 
Zengin kültür birikimimizi nicelik ve nitelik olarak güçlendirdiğimiz kütüphanelerimizi binalarla sınırlı bırakmıyoruz, vatandaşlarımızın ayağına götürüyoruz. Bu amaçla Bakanlığımıza bağlı hizmet vermekte olan mevcut 32 gezici kütüphanemize bugün beş yeni gezici kütüphane daha ekliyoruz. Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Sinop, Uşak illerimizde hizmet verecek bu kütüphanelerin sayısını önümüzdeki yıllarda daha da artıracağız.”
 
Kütüphaneleri Vatandaşların Yaşamlarının Bir Parçası Haline Dönüştürmek
 
“Vatandaşlarımızın yaşamlarının doğal bir parçası haline gelmesi için ve kütüphanelerden daha fazla yararlanmalarını sağlamak amacıyla Bakanlığımızla gerçekleştirdiğimiz proje ve çalışmalar kapsamında çocuk ve halk kütüphanelerinin iyileştirilmesi projesi başlatılmıştır.
 
 
Proje doğrultusunda hizmet binası yetersiz ya da hiç kütüphanesi bulunmayan il ve ilçeler tespit edilmekte yerel yönetimlerle işbirliğine gidilerek mevcut kütüphanelerin iyileştirilmesi ve modern kütüphanelerin hizmete açılmasına yönelik girişimlerde bulunulmaktadır.
 
2013 yılında dokuz kütüphane mevcut binalarının onarılması ve donanımlarının düzenlenmesi suretiyle yeniden yapılandırılarak hizmete açılmıştır. 2013 yılında dört, 2014 yılında üç yeni kütüphane hizmete açılmıştır. Yıl sonuna kadar iki çocuk ve bir halk kütüphanesinin daha açılmasına yönelik çalışmalarımız son aşamaya gelmiştir. 2014 yılında bir kütüphane yeniden yapılandırılıp hizmete sunulmuş olup 39 kütüphanenin ise yeniden yapılandırılması çalışması sürmektedir. Edebiyatımızın önemli yazar ve şairlerinin adını yaşatmak, onları halkımıza tanıtmak ve edebiyatı sevdirmek amacıyla Ankara, İstanbul, Adana, Diyarbakır, Erzurum ve Kütahya’da edebiyat müze kütüphaneleri faaliyete geçirilmiştir. Trabzon ilinde de bir edebiyat müze kütüphanesi açılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
 
Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren kütüphanelerdeki koleksiyonları geliştirmek amacıyla çok sayıda kitap satın alarak da yayıncılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmaktayız. Nitekim sadece 2013 yılında kütüphanelerimiz için 1 milyon 107 bin 220 adet kitap satın alınmış, 262 süreli yayına abone olunmuştur. 2013 yılında kütüphanelerimizden faydalanan kullanıcı sayısı 20 milyon 232 bin 69, tüm bu kullanıcılara verilen ödünç materyal sayısı ise 7 milyon 465 bin 763 olarak gerçekleşmiştir.
 
Okurların bilgiye erişimini teknolojik gelişmeler çerçevesinde kolaylaştırmak amacıyla halk kütüphanelerinde internet erişim merkezleri kurulmakta ve okurların ücretsiz olarak internetten faydalanmaları sağlanmaktadır.
 
Görme engelli vatandaşlarımızın kütüphane hizmetlerinden yararlanabilmesi için gerekli bilgisayar yazılımlarıyla teknik donanım sağlanmakta, kütüphane koleksiyonlarında sesli kitap CD’leri ve Braille alfabesiyle üretilmiş kitaplar bulundurulmakta ve engelli vatandaşlarımızın bunlardan faydalanmaları sağlanmaktadır.
 
Yayıncılık sektörümüz de Türkiye’de son yıllarda en hızlı gelişen sektörlerden biri haline gelmiştir. Ve ekonomik faaliyet alanı olarak da öne çıkmaktadır. 2013 yılında ülkemizde 47 bin 252 kitaba ISBN ve 607 süreli yayına ISSN verilmiştir. 2013 yılında ISBN sistemine ayrıca bin 119 yeni yayıncı kaydedildiği görülmektedir. Ayrıca Avrupa Uluslararası Yayıncılar Birliği 2013 yılı genel kurulunda açıklanan küresel yayıncılık istatistiklerine göre dünyada Türkiye 13’üncü sırada yer almaktadır.
 
Türkiye 2013 yılı sonu rakamları itibariyle yaklaşık 2 buçuk milyar dolarlık pazar hacmine sahiptir ve yayıncılık alanındaki hızlı büyümesi ile dikkat çeken ülkelerden biri olarak ön plana çıkmaktadır.”
 
2014 Türkiye İçin Uluslararası Kitap Fuarları Yılı
 
 
“Yine edebiyat yaşamımızı zenginleştirmek ve edebi üretimi artırmak amacıyla Bakanlığımız edebiyat eserlerinin desteklenmesi projesini yürütmektedir. Bu proje çerçevesinden 2014 yılından itibaren özgün edebi eser üreten veya bunları yayınlatmak isteyen yazar ve yazarlarla projeleri karşılığında maddi destek verilmektedir. Budapeşte Uluslararası Kitap Festivali ve Pekin Uluslararası Kitap Fuarı’nda olmak üzere ülkemizin aynı yıl iki kere onur konuğu olarak temsil edileceği 2014 yılı boyunca toplam 15 uluslararası kitap fuarına katılım sağlayacağız. Bu yıl aynı zamanda bakanlığımız koordinasyonunda düzenlenen ortak ulusal katılımlar çerçevesinde en fazla ülkede en çok sayıda kitap fuarına katıldığımız yıl olacaktır.
 
Bakanlığımızın yayıncılık alanındaki diğer önemli çalışması uluslararası çeviri atölyeleridir. 2005 yılından beri yürütülmekte olan TEDA çeviri ve yayın destek programı ile Türkçenin yazılı birikiminin diğer dillere aktarılması ve okurlara nitelikli çevirilerle ulaştırılması hedeflenmektedir.
 
2011-2013 yılları arasında Almanca, Fransızca, Rusça, İspanyolca, Arapça, Çince, İtalyanca, Lehçe çocuk ve ilk gençlik edebiyatı çeviri atölyelerinin gerçekleştirilmesiyle çeviri atölyesi sayısı 10’a ulaşmıştır. Bakanlık olarak kütüphane hizmetlerini besleyen yayıncılık alanında elde edilen önemli gelişmeleri daha ileriye seviyelere ulaştırmak ve kütüphanelerimizin toplumun her kesimine hitap eden kurumlar haline getirmek konusunda çabalarımız devam ediyor. Bu vesile ile bu araçların hayırlı olmasını diliyorum.”
 
Yeni araçlar, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Sinop ve Uşak’ta vatandaşların kullanımına sunulacak.
 
 
Bakan Ömer Çelik, törenin ardından basın mensuplarının Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik sorularını yanıtladı.
Siyaset Dışından Aday Arama Çabası Sivil Siyaset Karşısında Yeni Vesayet Biçimleri Arama Arayışıdır
 
“Bizim burada tek tek kişilerle değerlendirme yapacak bir şeyimiz yok. Ama burada bir prensipten yola çıkarak şunu söylüyorum; siyasi parti olmak demek toplumun önüne bir iddiayla çıkmak demektir. Siyasi parti siyasi fikri olan partidir. Ve bu siyasi fikrin temelinde topluma değişik politikalar doğrultusunda nasıl hizmet vereceğini, nasıl politikalar üreteceğini söyleyen organizasyona siyasi parti deriz.
 
Şimdi, birbirine zıt siyasi fikirlerdeki partilerin, tırnak içerisinde ‘uzlaşma’ adına kendi siyasi fikirlerini bir kenara bırakarak, siyasi tabanlarının toplumsal taleplerini temsil etmeyi bir kenara bırakarak bir uzlaştırma gerçekleştirmeleri siyasi uzlaşma anlamına gelmez.
 
Bu tamamen bir tür siyasi iflas anlamına gelir. Problem budur. Türkiye, artık siyasetin konsolide olduğu, sivil siyasetin güçlendiği, vesayet dönemlerinin sona erdiği, herhangi makamın tek başına vesayet politikasının temsilcisi olması gibi bir dönemi geçmiştir.
 
Dolayısıyla bundan sonrasında önemli olan siyasetin iddiasını sürdürmesidir. Ama muhalefet partilerinin baştan itibaren siyaset dışı aday arayışları, aslında ‘uzlaşma’ adına bu adayı aradıklarını söylüyorlar ama, siyaset dışından aday arama çabası sivil siyaset karşısında, yeni vesayet biçimleri arama arayışıdır. Biz bu çerçevede değerlendiriyoruz.
 
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi, siyasetin, toplumun siyaset yoluyla kendi taleplerini ortaya koyma iradesiyle, toplumun taleplerini reddeden siyasi iflas organizasyonları arasında geçecektir. Kişilerle ilgili değerlendirilmeden daha önemli olan budur. Seçim siyasetle, siyasetsizleşme arasında, toplumun kendi renklerini, kendi taleplerini siyasete yansıtma iradesiyle, siyaseti vesayet altında tutma iradesi arasında geçecek bir seçim olacak.”
 
AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili soruyu ise Bakan Ömer Çelik, şöyle yanıtladı:
 
Belli Bir Yol Haritamız Var
 
“Bizim Başbakanımız tarafından ilan edilen bir yol haritamız var. Aslında bu yol haritası AK Parti’yi yakından izleyenlere yabancı bir yol haritası değil. AK Parti hem kendi tabanının hücrelerine kadar, kılcal damarlarına kadar büyük meselelerde yoklama yapan, onların görüşlerini alan bir iradeye sahip, geleneğe sahip, çalışma biçimine sahip. Bunun yanı sıra da toplumun parti dışındaki değişik kesimlerini de görüşlerini alarak kendi karar verme süreçlerinin içine katan bir geleneğe sahip.
 
Bu sefer de aynısı yapıldı. Delegelerimizden teşkilatlarımıza kadar bütün kılcal damarlarımıza ulaşacak şekilde, Türkiye’nin bu büyük meselesinde, bu büyük seçiminde nasıl bir tablonun ortaya çıkmasının istediğine dair bir araştırma yapılıyor. Karşılıklı olarak görüşmeler yapılıyor.
 
Başbakanımız burada yol haritasını şöyle ifade etmişti: Cumhurbaşkanımızla görüşeceğini söyledi en başta. Onun dışında görüşmeleri olacağını söyledi. Parti tabanına soracağını söyledi, sivil toplum kuruluşlarıyla istişare içinde olacağını söyledi. Bu süreç aynen devam ediyor. Netice itibariyle partinin yetkili kurulları da görüşlerini bildiriyor. Salı günü de hep açıklanacak.  Kimin aday olacağı konusunu hep beraber Salı günü görmüş olacağız.”
 
Siyaset Elit, Halktan Kopuk Bir Faaliyet Değildir
 
“ ‘Çatı aday’ meselesinde olduğu gibi, sadece siyasi parti yönetimlerinin karar verdiği bir aday olduğu zaman, o siyasi partiler içerisinde de ne tür sıkıntılar olduğunu, dalgalanmalar olduğunu görüyorsunuz.
 
Bugün ‘çatı aday’ siyaseti CHP’nin çatısıyla tabanı arasında hatta çatının kendi içerisinde bile büyük kaynamaların, büyük tartışmaların ortaya çıkmasına yol açtı.
 
Dolayısıyla siyaset böyle yapılmaz. Siyaset, elit, halktan kopuk bir faaliyet değildir. Doğru olan toplumun bütün hücrelerine, bütün kılcal damarlarına dokunacak şekilde, aşağıdan yukarıya doru karar süreçlerini şekillendirmektir. Karar süreçleri tabandan yukarıya doğru şekillenir.  Karar süreçleri çatıdan tabana doğru şekillenmez.
 
Sivil siyasetin esası toplumun taleplerini siyasete yansıması, onun da devlet yönetimine etki etmesi şeklindedir. Siz yukarıda siyasi parti yönetimleri olarak bir karar alırsanız, bu son derece steril bir karar olur, hijyenik bir karar olur.
 
Dolayısıyla ‘çatı aday’ kavramı etrafında Türk siyasetine giren tartışmalar ve bu kavram Türk siyaseti açısından hijyenik ve steril bir tartışmayı kodluyor. AK Parti ise buna karşı organik bir süreçle karar mekanizmalarını oluşturuyor. Hep beraber Salı günü göreceğiz.”
 
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane
  • Gezici Kütüphane